Dr. Ümit Aktaş ile Yaza Hazırlık Kılavuzu

Yaza Hazırlık Kılavuzu

Dr. Ümit Aktaş, yeni kitabı Yaşam Sevinci’nde rejim yapmadan kilo vermenin,
diyetlerin kısırdöngüsünden kurtulmanın sırrını anlatıyor. Ne yapsanız kilo
veremiyorsanız sorun insülin direnci olabilir mi? Kadınların ortak problemi selülit
problemiyle nasıl savaşmalı? Söz Ümit Aktaş’ta…

Sağlığınızı, hatta hayatınızı riske atmadan kalıcı olarak kilo vermenin yolu doğru
bir beslenme modelinden geçiyor. Neden kilo alıyoruz sorusunun cevabı ortada:
Çünkü çok fazla karbonhidrat tüketiyoruz. Tüm yaşamınız boyunca formda olmak,
sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız şekerden, tatlıdan, kepekli ve tam buğday
ekmeği de dâhil olmak üzere tüm buğday ürünlerinden, yani kan şekerini fırlatan tüm
yiyeceklerden uzak durun.

Diyetler Neden İşe Yaramıyor?

Çünkü kimse uzun süre kibrit kutusu kadar peynir, küçük bir parça haşlanmış
tavuk veren bir diyetle yaşayamaz. Sıkı rejimlerde vücudunuz kıtlıkla karşı karşıya
olduğunu düşünür ve kendini korumak için metabolizmayı yavaşlatır. Rejimden
çıktığınızda da son hız kilo almaya başlarsınız.
Sağlıklı yağların zayıflattığını, sadece fazla kilolardan değil diyabetten de
koruduğunu sık sık dile getiriyorum. Yağ tok tutar ve zayıflamaya yardımcı olur,
kaliteli ve yüksek enerji verir. Diyetinizden yağı çıkardıkça onun yerine daha çok
karbonhidrat tüketmeye başlarsınız.
Sağlıklı yağların yanına protein de eklediğinizde saatlerce acıkmaz, açlık atakları
yaşamazsınız. Derisi alınmamış tavuk eti, somon, hamsi, palamut gibi yağlı balıklar
ve kırmızı ette bu mükemmel ikili bir arada bulunur. Yumurtayı bol tereyağı ile
pişirdiğinizde, ev yoğurdunu içine ceviz, badem ya da fındık katarak yediğinizde de
sizi uzun süre tok tutacak birlikteliği yaratmış olursunuz. Yağ ve protein
kombinasyonunun yanına mevsim salatası ya da mevsim sebzeleriyle hazırlanmış
zeytinyağlı bir yemek ve ev yoğurdu, evde kurulmuş turşu gibi zengin probiyotik
kaynaklarını eklediğinizde ise ihtiyacınız olan tüm besin maddelerini, vitaminleri alır,
diyet yapmadan kilo verirsiniz.

Sorun İnsülin Direnci Olabilir

Kilo probleminiz varsa ve bu kilolar özellikle bel, göbek çevresinde toplanıyorsa;
kolay kilo alıyor ama zor veriyorsanız; çok sık acıkıyor, sık sık tatlı krizi yaşıyorsanız
insülin direncinden muzdarip olma ihtimaliniz yüksek. İnsülin direnci, Tip 2 diyabet
hastalığına giden ilk duraktır. İnsülin direnciniz varsa, bu direnci kırmadan kilo
veremez, verseniz bile tekrar alırsınız.
Vücudumuzdaki insülin mekanizması, ancak kısıtlı miktarda şekere karşı
tasarlanmış bir sistemdir. Bu kadar çok şeker tüketince sistem yalama oluyor, insülin
hormonu şekeri hücrelere sokamıyor ve onu yağ olarak depolamak zorunda kalıyor.

İnsülin direnci olduğundan şüphelenen herkese HOMA-IR testini yaptırmalarını
öneriyorum. Bu test insülin direnciniz olup olmadığını ve bu direncin seviyesini
gösterir. 10-12 saat açlıktan sonra alınan kan örneğinde insülin seviyesi ve kan
şekeri ölçülür.
Eğer insülin direnciniz varsa ve müdahale etmezseniz sorun giderek derinleşir. Bir
de bakmışsınız Tip 2 diyabet hastası olmuşsunuz! Peki, ne yapmalı, insülin direncini
nasıl kırmalısınız? İşte uymanız gereken bazı kurallar…

◯ Ekmek ve tüm buğday ürünlerinden uzak durun. Ekmeğin her çeşidi,
makarna, pizza gibi tüm buğday ürünleri kan şekerini fırlatır. Zamanla
hücreler insüline duyarsız bir hale gelmeye başlar.
◯ Sağlıklı yağları artırın: Sızma zeytinyağı, tereyağı, kuyruk yağı, et, yağlı
balıklar, ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı kuruyemişler beslenme modelinizin
temelini oluşturmalı.
◯ Meyve tüketiminizi sınırlayın: Çok meyve tüketiyorsanız insülin direncini
kıramazsınız. Fruktoz, yani meyve şekeri de sonuçta şekerdir.
◯ Egzersiz yapın: Bilimsel araştırmalar egzersizin insülin direncini kırmakta
son derece etkili olduğunu gösteriyor.
◯ Magnezyum eksikliğine dikkat! Düşük magnezyum seviyesinin fazla
kilolarla ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar var. Diyetinize ıspanak, Brüksel
lahanası, avokado, kabak çekirdeği, yağlı balıklar gibi zengin magnezyum
kaynakları ekleyin.
◯ D vitamini rezervinizi dolu tutun: Kilo almaya eğiliminiz varsa D vitamini
değerinizi kontrol ettirmenizde fayda var. D vitamini insülin hassasiyetini
artırır. Yani sisteminizde yeterli D vitamini olduğunda çok daha kolay kilo
verirsiniz.

Selülit Kontrolü

Kadınların hemen tamamının şikâyetçi olduğu bu sorunu daha sağlıklı seçimler
yaparak kontrol altına almak mümkün. Genelde fazla kilolarla ilişkilendirilse de, kilo
aldıkça portakal kabuğu görünümü artsa da selülitin en önemli nedeni hormonal
faktörlerdir. Bu nedenle ideal kilosunda, hatta ideal kilosunun altında olan bir kadın
da selülit probleminden şikâyetçi olabilir. Selülit sorununu kontrol altına almak
istiyorsanız hormonal dengeyi korumaya yönelik bir beslenme modelini
benimsemelisiniz. Vücudun su tutmasını engelleyici önlemler almalı ve kan
dolaşımını düzenlemek için daha hareketli bir yaşam sürmelisiniz.

8 ANTİ-SELÜLİT ÖNERİ

1. Dengeli seyreden kan şekeri çok önemli: Bu yüzden tatlıdan ve vücutta
şeker gibi metabolize olan basit karbonhidratlardan uzak durun. Bu
yiyecekler vücuttaki insülin metabolizmasını bozarak hormonal dengeyi alt
üst eder, kilo almanıza ve selülitlerin belirginleşmesine neden olur.
2. Bitkisel östrojen kaynaklarını artırın: Keten tohumu, mercimek, nohut ve
kuru fasulye gibi bitkisel östrojen içeren besinler kadınlık hormonu östrojeni
dengeler.
3. Yağlı balıklar tüketin: Daha da iyisi diyetinizi omega-3 takviyesi ile
destekleyin. Omega-3 yağ asitleri hormonları dengeler.
4. Adaçayı için: Selülit kontrolünde etkili bir içecek arıyorsanız bitkisel
östrojen içeren adaçayı doğru seçim.
5. Kolajen zengini beslenin: Kemik suyu ve paça çorbası gibi kolajen
zengini besinler cildin elastikiyetini artırarak selülit görünümünü hafifletirler.
6. Potasyumu unutmayın: Avokado, Brüksel lahanası, brokoli, kuşkonmaz,
ıspanak ve muz gibi potasyum zengini yiyecekler dokularda toplanan
ödemin ve toksinlerin atılmasını sağlayarak selülitle savaşır.
7. Egzersiz yapın ama abartmayın: Yürüyüş, yüzme gibi kan dolaşımını
arttıran hafif egzersizler selülit problemini kontrol altına almakta harikadır.
Ama bacak kaslarının fazla gelişmesine neden olan ağır egzersizler,

yağ dokusunun kas ve cilt arasında iyice sıkışmasına ve selülitlerin daha
belirgin bir hâl almasına neden olur.
8. Greyfurt yağından faydalanın: Lenf sistemini aktive eden bu esansiyel
yağ, dolaşımı artırarak selüliti önler. Yarım su bardağı Hindistan cevizi
yağının içine 4-5 damla greyfurt yağı ekleyin ve problemli bölgelere masaj
yaparak sürün. Her gün taze olarak hazırlayacağınız bu karışımı sabah ve
akşam olmak üzere günde iki defa uygulayın.

Önerilen Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir