Tiroid hastalıkları riski kadınlarda 5-10 kat daha fazla
Boynun ön kısmında, gırtlağın hemen altında yer alan ve kelebek şeklinde bir bez olan
tiroid; vücudun metabolizmasını, büyümesini ve gelişmesini düzenleyen hormonlar
üretiyor. Tiroid hastalıklarının kadınları 5-10 kat daha fazla etkilediğini belirten Anadolu
Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Emre, “Tiroid
hastalıklarının çoğunda genetik faktörlerin etkisi güçlü olmamakla beraber bu
rahatsızlıklara sahip aile fertleri bulunanlarda, 40 yaş üstü kişilerde ve bağışıklık sistemi
hastalıkları olanlarda diğer kişilere göre tiroid kaynaklı sağlık problemleri daha sık
görülüyor” dedi.

Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Emre
Tiroid hastalığının türüne göre belirtilerin de farklılaştığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi
Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Emre, “Tiroid bezinin fazla çalışması;
çarpıntı, aşırı terleme, sıcak basması, anksiyete, uyku sorunları, titreme, adet düzensizlikleri
ve hızlı bağırsak hareketleri yani ishale yol açabiliyor. Buna karşın bu bezin daha az çalışması
ise kilo artışı, halsizlik, depresyon, cilt kuruluğu, kabızlık ve ses kısıklığıyla kendini
gösterebiliyor. Tiroid bezinin iltihaplanması boyun ağrısı veya boyun hassasiyetine yol
açarken, nodül veya guatr varlığında ise boyunda şişlik, nefes darlığı, yutma güçlüğü, ses
değişimi ve ağrı görülebiliyor” diye konuştu.
Kanser ve guatr tedavisinde cerrahi önemli
Tiroid bezi rahatsızlıklarının büyük bir bölümünde cerrahiye ihtiyaç duyulmadığını paylaşan
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Emre, “Ancak biyopsi ile kanıtlanmış tiroid kanseri
varlığı veya şüphesi durumunda tiroid bezinin tamamı veya bir kısmı alınır. Kanser dışında
büyük ve semptomatik guatrlarda, Graves hastalığı veya toksik nodüler hastalık gibi
hipertiroidi yaratan durumlarda da cerrahiye başvurulabilir. Cerrahi tedavinin boyutu; tiroid
bezi hastalığının ne olduğuna, tipine ve yaygınlığına göre değişkenlik gösterebilir”
açıklamasında bulundu.
Geçici ses kısıklığı 6 ay sürebilir
Tiroid cerrahisi sonrasında geçici ses kısıklığının yüzde 1-10, kalıcı ses kısıklığının ise yüzde 1
civarında görülüğünü paylaşan Prof. Dr. Ali Uğur Emre, “Tecrübeli bir cerrah ve kullanılan
sinir mönitörizasyon sistemleri, cerrahi sırasında ses kısıklığına yol açacak sinir hasarı riskini
azaltmada etkili faktörlerdir. Tabii daha önce tiroid ameliyatı olmuş hastalara ilk
operasyondan sonra tekrar cerrahi yapılması durumunda ses kısıklığı ihtimalinin daha yüksek
olduğu bilinmeli. Bunun dışında cerrahiden sonra oluşan ve kalsiyum düşüklüğüne bağlı çoğu
şikâyet normale döner ancak bazı durumlarda kalsiyum içeren ilaçlar ve aktif D vitamini ile
takviye gerekebilir” dedi.
Tiroid ameliyatı esnasında ve sonrasında meydana gelebilecek en önemli komplikasyonların
kanama, ses kısıklığı ve kalsiyum düşüklüğü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Uğur Emre,
“Kalsiyum düşüklüğü, vücuttaki kalsiyum seviyelerini kontrol eden paratiroid bezlerin cerrahi
sırasında etkilenmesinden dolayı ortaya çıkabilir. Tiroid bezinin yakınında bulunan sinirlerin
zarar görmesi de geçici veya kalıcı ses kısıklığına neden olabilir ancak bu durum 6 ay içinde
normale dönebilir” şeklinde konuştu.
Ameliyattan sonra 10 günde günlük yaşama dönülüyor
Tiroid cerrahisi öncesinde özel bir hazırlığa gerek olmadığını belirten Dr. Emre, “Ancak
operasyona girmeden önce özellikle daha önce tiroid bölgesinde cerrahi uygulanmış
hastalara, ses teli fonksiyonlarının değerlendirmesi önerilir. Hasta genellikle ameliyattan
sonraki 10 gün içinde günlük işleri rahatlıkla yapacak duruma gelir. Cerrahi sonrası yara
yerinde iz oluşumunu azaltmak için doğrudan güneş ışınından kaçınmak gerekir. İşlemden 6-8
hafta sonraki kan tahlillerinde her şey yolundaysa yapılabilecek boyun egzersizlerinin
uygulanması da hareket serbestliğinin erkenden kazanılmasına yardımcı olur. İlerleyen
dönemde ise yıllık ultrason ve kan testleri ile hastanın takip edilmesi gerekir” dedi.