Röportaj: Ebru Şallı ile Longevity Sağlıklı Yaşam Rutinleri
17 yaşından beri aktif olarak iş hayatında bulunan hem girişimci, hem eğitmen, hem anne, hem de başarılı bir iş kadını Ebru Şallı 10. Yılımıza özel Monthly Fitness Dergisinde!! Genel Yayın Yönetmeni Nurcan İbrahimoğlu olarak sorularımı özenle hazırladım. Kendisi sayesinde birçok kadın gibi ben de bizzat Pilates Eğitmeni olmaya karar verdim. Hayatımıza kattıklarını hafife alamayacak kadar duygusal bir noktadan bu röportajı yaptığımı açıkça dile getirmek isterim.
Monthly Fitness dergisinin 10. Yılına özel hazırlanan bu keyifli ve renkli çekimi fotoğraf sanatçısı ve yönetmen Özcan Arslan üstlendi.
Birçoğumuz onu 1995 yılında Türkiye Güzeli seçildikten sonra modellik kariyerine başlaması ile tanımış oldu. Belki birçoğumuzun da çocukluğunun Pilates eğitmeni olarak televizyon ekranlarında, dergi bayilerinde, DVD satış noktalarında sürekli gördüğü Türkiye’deki en ünlü Pilates Eğitmeni, sağlıklı yaşam kanaat önderi olarak hayatımıza girdi. Sağlıklı yaşamın Türkiye ’deki en ikonik ismi o oldu. Ama ben de kadın bir girişimci olarak Ebru Şallı’yı her şeyden öte ciddi bir iş kadını ve girişimci olarak tanımlamayı doğru buluyorum. Kendisi asla sadece model olarak ya da Türkiye Güzeli olarak kalmadı!
Kendi markası Ebruli’yi kurdu! Üzerine tüm Türkiye’deki ev hanımları ve iş hanımlarının evlerindeki en çok kullanılan ekipmanları yarattı. Egzersiz kültürü olmayan bir toplumun mahalle aralarına kadar Pilates stüdyosu açılacak hale gelmesine öncülük sağladı.
10 adet Pilates DVD’si, yüzlerce dergi ve gazeteye sağlıklı yaşam makalesi, 5 kitap, çocuk maması markası, Tv Program sunuculuğu derken aslında karşınızda başarılı bir iş kadını ile durduğumuzu bize unutturan gerçekten özenerek yaratılmış Tescilli bir Türkiye Güzeli duruyor.
Hepimizin kabul etmesi gereken güzelliğin birçok başarının önüne geçtiği gerçeği olabilir. Çünkü biz en çok Ebru Şallı’yı modelliği ve Pilates Eğitmenliği ile tanımlarken yaptığı girişimler ile Türk Kadınının bugün özgürce sokakta, kafede, restaurantta Pilates Taytı ile gezebilecek kadar büyük bir devrim yaratmış olduğunu görmezden gelemeyiz!!
Bugün karşımızda bütün bu başarıları tırnaklarını kazıyarak elde etmiş, kendinden oldukça emin ve 2025’e benim gördüğüm hodri meydan diyen bir Ebru Şallı ile karşı karşıyayız.
Sağlıklı yaş alma yani Longevity akımını benimsemiş ve tüm Türkiye’de bu akımın daha çok duyulması, benimsenmesi sağlıklı bir yaşam mücadelecisi olarak
TV8’de, “Ebru’yla 8’de Sağlık“ programı ile daha çok kişiye ulaşabilmek adına yeniden ekran karşısında izleyicileri ile buluşuyor.
Röportaj: Nurcan İbrahimoğlu @nurcanibrahimogluu
Fotoğraf: Özcan Arslan @ozcanars
Nurcan İ. : Merhaba Ebru Şallı, biz seni sağlıklı yaşamın, güzelliğin ve Pilates eğitmenliğin ile tanıyoruz. Çocukluk döneminde nasıl bir spor geçmişin olmuştu Monthly Fitness okuyucularına bahseder misin? Hangi sporlar branşlarına merak duydun, neleri denedin?
Ebru Ş. : Çocukluk hayatımda bir süre bale yaptım, esasında jimnastik hep vardı hayatımda. Yani evde, koltuk tepelerinde böyle külotlu çorapla zıplayan atlayan bir çocuktum gerçekten. Çok hareketli, hiperaktif, hiç yerinde duramayan ve durdurulamayan bir çocuktum diyebilirim.
Nurcan İ. : Profesyonel sporcu olsaydın günümüzde Paris Olimpiyatlarında seni hangi branşta yarışırken görürdük?
Ebru Ş. : Eğer sporculuk hayatım profesyonel anlamda devam etseydim tabi Paris Olimpiyatları’na bir jimnastikçi olarak katılırdım, bence öyle olurdu kesinlikle. 😀
Nurcan İ. : Sabah uyandığın andan akşam yatağa girene kadar geçen süreçte sağlıklı beslenmeden, sabah rutinine, günlük antrenmanlarından, cilt bakımına kadar her gün düzenli yaptığın, uyguladığın rutinlerin var mı, bunlar neler?
Ebru Ş: Sabah uyandığımdan akşam yatana kadar düzenli uyguladığım rutinlerim tabii ki var. Sabah kalktığımda güne büyük bir bardak limonlu suyla başlarım.
Kahvaltı etmeden önce en az 1 saat beklerim, sonra kahvaltı ederim.
Kahvaltım her gün aynı olmaz; bazen yulaflı bazen yumurtalı kahvaltılar tercih ediyorum. Genelde sabahları pilates yapıyorum. Genelde egzersizlerimi ve özellikle Pilates’i sabah yapmayı tercih ediyorum, ben böyle sabah sporcuyum. Esasında çoğunlukla sabah spor yapmayı seven biriyim diyebilirim. Çünkü bunun insana daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca akşamüstü mesela yorgun oluyor insan, akşamüstü spordan cayabiliyor ama gündüz sabah saatinde en enerjik zamanında oluyorsun ve istediğin şekilde sporunu yapabiliyorsun. Ben tabii ki düzenli olarak Pilates yapıyorum. Günde 1 saat pilates yetiyor. Haftanın üç – dört günü mutlaka Pilates yapıyorum. Haftanın iki günü de yürüyüş yapıyorum. Zaten pek oturmam, 🙂 evde otururken beni göremezsiniz, küçükken nasıl hareketliysem hala aynıyım yani gerçekten değişmedim diyebilirim. Tabii ki cilt bakımına çok önem veririm akşamları özellikle makyajla asla yatmam. Sabah kalktığımda da cildimi yine bir güzel temizlerim. Gece uyurken cilt toksinleri atıyor. Biliyorsunuz akşam yatarken asla makyajla yatmam. Cildimi her sabah ve akşam temizlerim, günlük peelinglerimi uygularım, bunlar benim için cilt temizliği olarak vazgeçilmezimdir. Benim için çok önemlidir. Her gün muhakkak yeşil çayımı içerim, Matcha çayı içerim bunlar benim düzenli olarak uyguladığım günlük rutinlerimdir.
Nurcan İ. : Yediğin zaman kendini en çok suçlu hissettiğin yemek, içecek ya da gıda nedir? Guilty Pleasure seni suçlu hissettiren ve aynı anda yemeyi çok sevdiğin ama her defasında pişman olduğun herkesten sakladığın bir yemek var mı? (mesela sana yardımcı olmak için örnek verecek olursam benim Shake Shake çilekli milkshake ve jelibon olabilir 🙂 )
Ebru Ş: Yediğim zaman kendimi suçlu esasında hiç hissetmiyorum. Zaten yemek yemeyi çok seven biriyim. Yemek yemekten keyif alan, yemek yemeyi sadece doymak için değil keyifle yiyen biriyim. Ayrıca yemek yapmayı da çok seviyorum, sofra kurmayı da çok seviyorum. Yemek yemek benim için bir şölendir. Hani böyle doymak için yemek yiyen biri değilim. Bu yüzden böyle garip bir durum yaşamıyorum açıkçası çünkü ben kendime hiçbir yasak koymuyorum. Her şeyi yiyebilirim ama benim hayatımdaki kilit noktam esasında şu; balans. Yani müthiş bir denge sahibiyim. Her şeyi yiyebilirim ama hiçbir zaman çok fazla kaçırmadığım için bana yemek yemenin zararı kilo olarak ya da sağlığımı kötü etkileyecek şekilde hiç olmadı. Böyle bir durum söz konusu olmaz. Mesela çikolata severim, çantamda her zaman çikolata vardır. Bana yasak olan bir şey değil, her zaman tüketebilir, yiyebilirim ama kendimi bu anlamda çok yetiştirmişim, çünkü çok küçük yaştan beri bu disiplinle yaşıyorum. Dermişim ki Ebru Şallı olmak kolay mı 🙂 disiplin bence çok mühim, yani istikrar ve disiplin benim yaşam tarzım esasında kırmızı çizgim diyebilirim.
Nurcan İ. : Haftalık yemek ve antrenman düzenin nasıl? Haftada kaç gün antrenman yapıp kaç günü off yani antrenmansız geçiriyorsun?
Ebru Ş: Yani spora ve sağlıklı yaşama ara vermek gibi bir şey olamaz benim için o zaman hayatı ara vermiş olurum çünkü benim yaşam tarzım bu zaten. Diğerini bilmiyorum ben böyle büyüdüm zaten. Bizim evimizde küçükken hiç ben asitli içecek içmedim yoktu yani her gün hamurlar çörekler börekler olmuyordu yani bizim ailemizde annem bizi böyle yetiştirdi, biz böyle yetiştik. Bu şekilde de devam ettim, doğru olanı da anlayınca sonuçta ağaç yaşken eğiliyor. O yüzden ben hep buradan annelere söylüyorum tekrar sesleniyorum ağaç yaşken eğiliyor, o yüzden çocuklarınıza güzel rol model olun. Sağlıklı beslenme, spor yaparak.. Çocuklar çünkü söylediğimizi yapmıyorlar ama yaptıklarımızı yapıyorlar. Ben zaman zaman çok şahit oluyorum. Kendi çocuklarımdan o yüzden bunu da böyle güzel bir örnek vermiş oldum.
Nurcan İ. : En sevdiğin beslenme ritüelin nedir?
Ebru Ş: En sevdiğim beslenme ritüeli derken mesela öğün olarak soruyorsanız ben kahvaltıcıyım. Biraz kahvaltıları çok severim, Türk kahvaltısı da çok zengin, öyle uzun serpme kahvaltılar dediğimiz o müsrif kahvaltı var ya arada böyle arkadaşlarımla ailece ya da oturup saatlerce o kahvaltıdan kalkmamak hoşuma gidiyor. Tabi yani ben de şımarıklık yapmıyor muyum o simitleri gömmüyor muyum, gömüyorum. O pişileri gömmüyor muyum gömüyorum tabi öyle zamanlar da oluyor. Dediğim gibi ben yasak kişisi değilim yasak insanı değilim. Dolayısıyla yani yasak olmadan, zaman zaman böyle kendime de ah ben işte çok zayıf kalacağım, öyle sağlıklıyım şöyle böyleyim gibi iddialarım da yok.
Yani doğru bildiğim, doğru öğrendiğim her şeyi kendimde uyguluyorum ve bunları da aynı zamanda yıllardır beni takip eden insanlarla paylaşıyorum. Gerek tv programlarımda, gerek dvdlerimde yani 10 DVD yaptım, yazdığım 5 kitap var, Pilates’i Türkiye’ye getirdim, Pilates’i tanıttım.Birçok etken var burada, dolayısıyla bu bir yaşam şekli aslında. Sağlıklı yaşam bir seçim. Bunu seçeceksin ve yaşayacaksın. Tam tersi oluyor mu?
Tabii ki oluyor. Çünkü yasak değil biz de insanız robot değiliz sonuçta biraz da böyle hayatın tadını çıkarmak lazım.
Nurcan İ. : Vücudunda en çok beğendiğin bölge neresi?
Ebru Ş: Vücudumda en beğendiğim bölge herhalde göğüs dekoltesi bölgemi benim çok beğenir herkes, ben de beğeniyorum ya, orası sıkışık bir bölge değil benim böyle biraz açıktır, güzeldir yani öyle.
Nurcan İ. : Kendinle en çok gurur duyduğun şey ya da şeyler nelerdir? Kadınların kendi benlikleriyle barışık olması için en çok kendileriyle hangi konuda gurur duymalarını önerirsin?
Ebru Ş: Ben 1995 yılında Türkiye Güzeli seçildim. Öyle kalabilirdim. Ama öyle kalmadım, ben çalışmayı, üretmeyi seven bir insanım. Öğrenmeye açığım. Her zaman her yerde, her şeyi öğrenebilirim. Yeter ki karar vereyim. Karar verdiğimde istikrar dediğim gibi benim kırmızı çizgimdir.
Dürüstlük, doğru olmak, bunlar benim için çok önemli. Çalışkan bir insanım yıllarca canlı yayın yaptığım televizyon programlarında , dediğim gibi Pilates’i getirdim Türkiye’ye, arkasından 10 tane DVD yaptım, canlı yayınlarda Pilates yaptım. Yetişkinler için yemek programları yaptım. Yani o kadar çok çalıştım ki gerçekten. Gazetelere yazdım, yemek programlarının bazılarına yemek tarifleri verdim. Sabah Gazetesi ’nde yazdım, Form Sante’ye yazdım, Mother Dergisi’nede yazdım… Çocuklarla ilgili de çok çalışmalarım oldu. Bebek mamaları, çocuk yemekleri, özel Türkiye’de böyle kitaplar yoktu. Mesela bebek mamaları ve anne sütünden sonra çocukların yiyecekleri yemeklerin kitaplarını yaptım. İlk oğlumla, hatta ikinci kitabım da hazırdı onu da çıkaracağım yolda diyebilirim. Yani 5 kitap yaptım, 10 DVD yaptım, sosyal sorumluluk projelerinde gönülden yer aldım, hala da almaya devam ediyorum. Türkiye Omurililk Felçlileri’ne Pilates yaptırıyorum çok uzun süredir. Güzel bir gönül bağımız var. Onlar için özel Pilates DVD’si hazırladım. Pilates DVD’sindeki egzersizleri zaman zaman kendim yaptırdım, zaman zaman onlar DVD’de yaptılar. Satışa sunmadan Omurilik Felçlilerine özel çektim. Yani gerçekten çok emek verdim. Benim kendimle gurur duyduğum durum bir kadın olarak çalışkan olmak ve kendi ayaklarımın üzerinde kendim durmak. 17 yaşımdan beri aktif olarak çalışıyorum ve hiçbir zaman çalışmaktan gocunmam. Benim kendimle gurur duyduğum şey Çalışkanlığım, Üretkenliğim ve İnsanlarla Paylaşmak.
Nurcan İ. : Türk kadını sağlıklı yaşamla ilgili en çok hangi hatayı yapıyor? Senin elinde sihirli bir değnek olsa ilk hangi huylarından vazgeçirmek isterdin?
Ebru Ş: Değiştirmek istesem neyi değiştiririm bence; Türk kadını zaten çok güzel bir kadın. Yani hem bedensel olarak hem yüz olarak, enerjiler olarak sıcakkanlı kadınlarız biz. Güzel Türk kadını güzel bunu kabul edelim. Fakat spor yapmayı çok sevmiyoruz toplum olarak biz. Yani ben şahsen çok seviyorum tabi, ben kendim adına söylemiyorum. Ama daha fazla sporu günlük yaşantılarını alsalar onlar için; kendimde hep söyledigim gibi su içmek gibi olsa yemek yemek gibi olsa o zaman hiiiç sorun yaşamayacaklar. 🙂 Hem sağlık açısından hem de kilo açısından ne zaman ki yaz yaklaşıyor ilkbahar oluyor ondan sonra spora, hadiii spora gidelim diyorlar ama mesela kuaför ve makyaj konusunda daha fazla para harcayıp daha fazla zaman harcayabiliyorlar. Bunları bunlar benim gözlemlediklerim, bunca yıl. Ama aralarında yok mu herkes aynı değil tabi spora gerçekten çok gönül veren, spor yapmadan rahat olmayan kadınlar da var. Bence öyle olmalı zaten çünkü spor insanın hayatını şekillendiriyor, yani antidepresan içeceğine pilates yap sporunu yap antidepresandan kurtul hepsi bu..
Nurcan İ. : Meditasyonda en sık kullandığın yöntem nedir?
Ebru Ş: Meditasyon konusunda çok başarılı olduğumu söyleyemem meditasyonda konsantrasyon sıkıntısı yaşıyorum zaman zaman, o da biraz fazla düşünmem ve hiperaktifliğimle ilgili bir şey. Zaman zaman yapmıyor muyum, yapıyorum. İşte mesela adaçayı yakarım, mumlarımı yakarım, mesela her akşam zaten mumlarımı yakarım ve çok huzurlu hissederim. Evimde mumlarımı yakıp oturmak, huzur verir, mumun enerjisini çok severim. Zaman zaman adaçayı yakarım ama her zaman yaptığım bir şey değildir adaçayı ritüeli. Şöyle yapıyorum; yakıyorum ve bütün evi dolaştırıyorum. Psikolojik bile olsa evin enerjisi değişiyor ben öyle hissediyorum.
Nurcan İ. : En sevdiğin nefes tekniği nedir?
Ebru Ş: Pilatesteki nefes tekniği seviyorum esasında, yogadakini de seviyorum bu arada. Yogada tam tersi de yapılıyor. Hani ağızdan alıp ağızdan verme yapılıyor, burundan alıp ağızdan verme yapılıyor. Biz pilateste burundan alıp ağızdan veriyoruz. Ve bu nefesi biraz abartırsak daha fazla oksijen bedenimizde, beynimizde, vücudumuzda dolaşıyor ve hareketleri daha iyi hissederek yapıyoruz. Bu sayede daha fazla kalori yakmamızı bile sağlıyor. Açıkçası belki bu kısmı daha çok severler okuyucularımız, dolayısıyla nefes mühim. Nefes hatta abartarak çok ses çıkararak yapsınlar evde kendileri pilates yaparken yoga yaparken, sonra zaten o ortayı bulacaktır. Nefes vücutta bedende kendini bulur her zaman için yerini bulur dengelenir ama abartmaktan hiç korkmasınlar bol bol nefes alıp versinler.
Nurcan İ. : En sevdiğin nefes tekniği nedir?
Ebru Ş: Bu arada en sevdiğim nefes tekniği; ben burnundan nefes alıyorum derin bir şekilde dört saniye tutuyorum sonra dört saniyede de veriyorum. Evet bunu birkaç kere yaptıktan sonra gerçekten çok ama çok iyi hissettiriyor her anlamda. Bazen mesela o an böyle çok daraldım, hemen bahçeye balkona çıkıp bunu yapın gerçekten çok büyük faydasını gördüm.
Nurcan İ. : Yoga mı Pilates mi? Neden? 🙂
Ebru Ş: Pilates mi yoga mı? 🙂 Tabii ki pilates, ben pilatesciyim. 😜
Herkese pilates yapması için böyle aşkla anlatıyorum. Pilates ile biliyor herkes beni. Bunu herkes bilir, yıllardır Pilates hocasıyım. Sonuçta çok seviyorum, gönül verdim ben bu işe. Tam 20 yıl oldu.
Bu arada 2004 yılından beri ben Pilatesin eğitimleri, Pilates yaptırmam, 10 DVD, televizyonda canlı yayınlar, şimdi YouTube’daki kanalım; yani Pilates benim hayatımda 20 yıldır var. İstikrarlı bir şekilde dediğim gibi devam ediyorum. Ama Yogaya asla hayır diyemem yogayı da çok seviyorum.
Çünkü yoganın insan bedeninde hem mental hem de bedensel olarak çok büyük açılmalara sebep olduğunu gördüm. Kendimde de deneyimledim. Esneme olarak da çok büyük faydasını alıyorsun, mental olarak da çok büyük faydasını alıyorsun. Yine orada nefesler var. Kolay da değil bu arada zor. Özellikle kapalı insanların bunu hem mental, hem bedensel kapalılıktan bahsediyorum, kesinlikle yoga yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Yani pilates ve yoga kombinlemesi bence muhteşem olur.
Nurcan İ. : Kadınlara her gün sadece 5 Pilates hareketi önerecek olsaydın bunlar neler olurdu?
Ebru Ş: Kadınlara her gün beş pilates hareketi öneriyor olsam muhakkak karın çalışmalarını, yani her zaman core gücü çok mühim, core (karın bölgesini çevreleyen kasların oluşturduğu bölgeye core bölgesi denir) gücüne ağırlık vermelerini isterim. Mesela iki tane karın hareketi, bir tane muhakkak sırt hareketi, sırtın stabilizasyonu ve sırtın gücü çok mühim. Sırt ağrılarını hissetmemeleri için muhakkak bacakları ve kolları çalıştırırım ayrıca tabii ki basen kalça çalışmalarını öneririm.
Nurcan İ. : Longevity Nedir?
Ebru Ş: Longevity öncelikle felsefe bence, insanların yaşamlarını yaş alırken, özellikle yaş alırken; hem zihinsel hem bedensel anlamda daha uzun ömürlü odaklı yaşamlarını sürdürüyor olmaları bence Longevity. Esansında ben getirmedim, ben şöyle sağlıklı yaşam, Pilates, doğru beslenme anlamında her zaman iyi bir rol model olduğunu düşünüyorum. Profesör Doktor Osman Müftüoğlu sağolsun ülkemizde yıllardır Longevity’i çok güzel anlatıyor. Kitaplarında da çok yer verdi yıllardır. Kendisini çok yakından takip ediyorum. Ayrıca doktor Ayşegül Çoruhlu da yine Longevity tıp planının hatta kitabını yazdı. O kitabı da okudum, çok beğendim, çok başarılı buldum. Kendisini de takip ediyorum. Yani ben de elimden geldiği kadar insanların güzel yaş almalarını, sağlıklı, hem mental, zihinsel anlamda hemde bedensel anlamda… Hani sadece sorun burada kilo değil, sağlıklı ve güzel kalabilmek, uzun ömürlü olabilmek yaşamın ömrünü uzatabilmek.. Buradaki mantık bu, bunu da yaparken tabii ki sağlıklı beslenmek gerekiyor, sağlığını korumak gerekiyor, stresi hayattan azaltmak gerekiyor, çevre kirliliğine karşı kendini koruman gerekiyor, spor yapman gerekiyor, doğru nefes terapilerinden fayda alman gerekiyor, zaman zaman detokslara girmen gerekiyor. Pilates orman yürüyüşleri ile kaslarını aktif, her zaman kaslarını aktif ve genç tutman gerekiyor. Kaslarının erimesine hormonların düştüğünde izin vermemen gerekiyor. Esasında gerçekten lebi derya diyebilirim. Çok çok derinsel derin konular. Ben elimden geldiği kadar bildiklerimi, öğrendiklerimi takipçilerimle beni yıllardır takip eden hanımlarla paylaşıyorum. Tabii ki çok değerli hocalar var, onlar da çok güzel paylaşımlar yapıyorlar. Onları da takip ediyorum, öğrenmeyi çok seviyorum dediğin gibi bildiklerimi paylaşmayı çok seviyorum. Öncelikle bence uzun ömrün şahane bir felsefesi; Longevity hepimizin hayatına girdi artık diyebilirim…
Nurcan İ. : 2025 yılında Ebru Şallı’nın hayatında neler değişecek, seni nerelerde göreceğiz, Ebruli markasını ve Ebru Şallı’yı Türkiye özledi. Yeni iş planlamasında neler olacak?
Ebru Ş. : 2025 yılında esasında çok büyük bir değişiklik benim için söz konusu değil. Ama olursa da tabii ki kapım açık bütün yeniliklere. Benim şu anda televizyon programım başladı TV 8 de, Ebru’yla 8’de Saglık bir sağlık programı.. Her sabah hafta içi yayın oluyor, doktorlara sağlık üzerine güzel sorular yöneltiyorum ve onlarla sohbet ediyorum. Programın konsepti içeriği bu, bir sağlık programı olarak düşünebilirsiniz. Seyirciyle yeni buluştu, şu an çok güzel tepkiler almaya başladık ama tabi izleyici benden mutlaka Pilates istiyor, yemek istiyor, yemek tariflerini istiyor, yeni yemek tarifleri istiyor. İlla da Pilates istiyorlar, çok yazıp çiziyorlar sosyal medyadan. Ben pilatesi şu anda YouTube’dan yapabiliyorum. İşte olabildiğince YouTube’da renkli içerikler yapmaya çalışıyorum. Beni takip edenlerin yıllardır ne istediğini biliyorum esasında, benden daha çok Pilates, yemek tarifleri istiyorlar, yenilikleri istiyorlar, güzellik tarifleri istiyorlar ben saç bakımı yapıyorum. YouTube’u olabildiğince renkli ve canlı tutmaya çalışıyorum zaman ayırmaya çalışıyorum elimden geldiği kadar. Onlarında çekimleri tabii ki zaman alıyor, içerikler hazırlanıyor. Dediğim gibi bir kadın dergisi formatında düşünebilirsiniz benim YouTube kanalımı. Pilates, doğru nefes teknikleri sağlıklı yaşam üzerine bilgiler, zaman zaman sohbetler, cilt bakımı maskeleri, evde yapabileceğiniz doğal güzel maske tarifleri, sağlıklı yemek tarifleri, kahvaltı alternatifi tarifleri, içecekler yani oldukça renkli ve güzel bir kanal oldu. Bayağı bir ilgi var şu anda YouTube kanalında devam ediyor. İnşallah ilerleyen dönemde televizyonda da olur tekrar ben de yapmayı çok istiyorum ama şu anda şartlar böyle…
- Nurcan İ. : Seni heyecanla takip ediyor olacağız..
Ebru Ş. : Şunun da altını çizmek istiyorum; uzun bir süre Amerika’ daydım tabi Türkiye’de biraz işlere ara vermem gerekti. Ara ara geldim ama tabii ki burada tam olmayınca televizyon programı gibi daha uzun soluklu işlerde olamıyorsunuz. Benim de biraz mental olarak dinlenmem gerekiyordu esasında, bu ara bana iyi geldi. Amerika’da birkaç işim vardı, onları halletmiş oldum. Biraz da beslendim aslında bilgiler edindim, boş durmadım. Şimdi burada onu paylaşma zamanı artık, insanlarla hala beni takip edenlerle. Artık Türkiye’deyim zaman zaman yine Amerika’ya giderim ama daha çok Türkiye’deyim, burada hem televizyonda çalışmaya, hem Youtube ‘um da hem de zaman zaman online işlerle ve sosyal medya işleriyle buradayım herkesi çok özlemişim, hepinizi çok özlemişim bu arada..
- Nurcan İ. : Şahsen ben Ebru Şallı’yı ekranlarda çok özledim. Bir nesil neredeyse senin egzersizlerinle, sabah programlarınla bugün hala fit bir vücuda sahip. Yani bu tamamen senin sayende. Bir de eskiden sporcu kızlar erkeksi olur diye bir algı vardı, bilirsin sporcu kızlar çok beğenilmezdi. Şimdi ise sporcu kızlar seksi diye bir algı hakim ve bunun en büyük sebebi yine sensin! Hem anne, hem sporcu, hem de seksi olunabilir algısını o pilates matına elini kibarca yerleştirip “hadi hanımlar başlıyoruz” dediğinde hepimizi etkiledin. Ben şahsen tüm DVD’lerini ezbere bilirim :).. Yani aslında Pilates ve Ebru Şallı Türkiye’deki genç kızların seksi ve fit olmasının yani bugünkü akımın Türkiye’deki en büyük öncüsü… Bu nedenle seni güzelliğinle, sağlıklı yaşamınla, fit ve seksi olmaktan korkmayan girişimciliğinle ve iş kadını profilinle dilerimki uzun yıllar daha başımızdan eksik olmazsın.
Röportaj: Nurcan İbrahimoğlu @nurcanibrahimogluu
Fotoğraf: Özcan Arslan @ozcanars
Çekimde emeği geçen tüm ekibimize özel Teşekkür Ederiz…
Fotoğraf asistanı: HavvaNur Çakmak @havvanurrcakmak
Sanat Yönetmeni: Özge Arslan @ozgearrslan
Styling : Duygu Cinislioğlu @modaduygusu
Makyaj : Zeynep Cinislioğlu @zeynepcinislioglu
Saç: Tanya Rybkina @makeup_tina_istanbul
Styling 2 : Dilara Şirin @larasstylle
Dekor: Feyza Ketenci @feyza_cassavetes
Backstage: Selin Saygı @ferdinand_celine
Analog Backstage: Hakan Mortaş @hakanmortas
Yazı Editör: Dilara Özçar