“Peki ya kilolu değil de Lipödem Hastasıysanız? Tüm bilmeniz gerekenler Lipödem Uzman Diyetisyeni Aslıhan Elmas Röportajı’nda”
Lipödem Uzman Diyetisyeni Aslıhan Elmas’ı Monthly Fitness okuyucularıyla bu güzel röportajda buluşturduk. Kendini kilolu ya da kalın kemikli diye tarif eden kadınların %10-12lik oranının Lipödem Hastalığına sahip olduğunu dile getiren Lipödem Uzman Diyetisyeni Aslıhan Elmas son dönemlerde yapılan araştırmalar ve tedavilerle ortaya spor ve beslenme konusunda ne yaparsa yapsın kilo veremeyen kişilerin kilolu değil Lipödem Hastalığına yakalandığını belirtiyor. Kimseyi korkutmadan doğru beslenme, egzersiz ve devamılılığı olan bir hayat rutini ile tüm bunlardan arınmak %80 oranında mümkün. Tabi kaçıncı derecede olduğunuzun da çok önemli olduğunu belirten Lipödem Uzman Diyetisyeni Aslıhan Elmas tüm sorularımı Monthly Fitness Dergisi okuyucuları için cevapladı.
Röportaj : Nurcan İbrahimoğlu
1 – Lipodem nedir öncelikle bize biraz bahseder misin?
Lipödem, genellikle bacaklarda ve bazen de kollarda aşırı yağ birikimi ile karakterize edilen kronik bir durumdur. Bu durum, vücudun alt kısmında simetrik bir şekilde aşırı yağlanma, şişlik ve ağrıya neden olur. Lipödem, genellikle kadınlarda görülür. Genetik faktörler ve hormonal değişikliklerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Hastalık, diyet ve egzersize rağmen kilo vermeyi zorlaştırır ve genellikle dokunma hassasiyeti ile karakterizedir. Lipödem ilk olarak 1940 yılında Mayo Clinicte çalışan Amerikalı doktorlar Edgar V. Allen ve Edgar A. Hines tarafından tanımlanmıştır. Allen ve Hines, lipödemi; özellikle kadınlarda görülen, simetrik yağ birikimi ve ağrı ile karakterize edilen bir durum olarak tanımlamışlardır. Bu tanımlama, lipödemin klinik bir durum olarak tanınmasında ve araştırılmasında önemli bir adım olmuştur.
2) Lipodem ile Uzm. Dyt. Aslıhan Elmas nasıl tanıştı? Biraz seni tanıyabilir miyiz? Aslıhan Elmas kimdir, uzmanlık alanı ve üzerinde çalıştığı vakalar nelerdir?
Lise yıllarımda özellikle regl olduktan sonra hormonal değişiklik gösteren vücudumda her zaman üst bacak ve bel kısmımda 2 ile 4 beden arasında farklılık vardı. Annemde ve anneannemde aynı kronik hastalığa sahip ama tanısı konulmamış genetik bir hastalık olarak yorumlamıştık. Hatta hiç unutamadığım şey ise hiçbir zaman uzun çizmeler ve botlar giyemediğimi ve bundan dolayı çok üzüldüğümü hatırlıyorum. 4 sene önce lipödem olduğumu makalelerde araştırıp sosyal medyada benzer vücutlarla karşılaşınca
ayaktan doppler testi yaptırdım. Lipödem fizyoterapisti tarafından da 1 . evre başlangıç seviyesinde olduğumu öğrendim. Araştırmaya bu alanda dipsiz bir kuyu gibi yeni bilgiler taramaya başladım. Şimdilerde ise binlerce lipödemli ve lenfödemli kadınları iyileştirmeye, sürdürülebilir lipödem beslenmesini danışanlarınmın alışkanlık edinebilmesi için ekibimle beraber çalışmalar devam ediyoruz..
McDaniel College de tıbbi hazırlığı yurtdışında bitirdim. Semmelweis Universitesin de anatomi fitoterapi gibi dersleri aldım 3.5 yıl sonrasında Türkiye’de Lisansımı Beslenme ve Diyetetik bölümünde bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Cerrahpaşa’da Spor Bilimleri üzerine master yaptım. Londra’da 2016 yılında sporcu beslenmesi eğitimimi tamamladım. Galatasaray Spor Kulübü ,Türkiye Futbol Federasyonu gibi alanlarda sporcu beslenmesi üzerinde çalıştım. Şimdilerde ise Eat Clean Turkey adında Ulus ve Erenköy’de olmak üzere iki şubem var. Ve bizimle beraber çalışan diyetisyenlerle kurumsal danışmanlıklar ve wellness kamplar düzenliyorum. Aynı zamanda da araştırmayı okumayı çok sevdiğim için 2 farklı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. İlk kez Uluslarası alanda Mayıs 2024 yılında Uluslarası Cerrahi Kongrede lipödem beslenmesini cerrahlara anlatan ilk ve tek diyetisyen olarak literatüre geçtim. Şimdi ise bu konuda öğrencilerime tezler yazdırdım. Ve Lipödem alanında bilinçli diyetisyenler yetişmesine katkı sağlıyorum. Çok yakında ülkemizi temsil edecek olan Lipödem Beslenmesi ve Egzersizi üzerine makalemizin çıkacağının müjdesini vereyim.
3) Lipodemli vücutlara özel diyet ve beslenme programı hazırlama alanında uzmanlaşmaya nasıl karar verdin?
İnsan kendine şifa vermeye başlayınca aynı hastalıkları yaşayan, yıllarca obez sanılıp zorba yorumlarla bacakları kilolu diye ayrıştırılan ve garip bakışlara maruz kalan kadınlarla empati yapmaya başladım. Profesyonel hayatımda bu bana daha çok şifa vermeye ve öğretmeye en çok da sonuçları görünce mutluluk gözyaşlarını görmek için daha fazla kişiye ulaşmaya itti. Hatta bir kampanya bile yaptık. Her ay şehit aileleri, depremzede, öğrenci, boşanmış kadınlar için kontenjan açıp ücretsiz danışmanlık veriyoruz. Çünkü ticari kaygılardan çok daha fazla kadının mücadelesinde yol arkadaşı olmak mesleki tatmin açısından çok büyük bir değer. Lipödem – kanser, hormonal bozukluk – lipödem, haşimota-lipödem, pcos-lipödem gibi pek çok hastalık kombinasyonları iyileştirmek beni çok mutlu ediyor.
4) Dünyada ve Türkiye’de Lipödemli kişilerinin oranı nasıl?
Türkiye’de lipödemli kadınların oranına dair spesifik ve geniş kapsamlı bir epidemiyolojik çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle, Türkiye’deki lipödem prevalansı hakkında net bir oran vermek zor olabilir. Ancak, dünya genelindeki tahmini oranlara dayanarak, Türkiye deki kadınlar arasında da benzer bir prevalans oranı olabileceği düşünülebilir. Bu oran, genel kadın nüfusunun %10 ila 12 arasında olabilir. Yine aynı oranı da dünyada da verebiliriz. Türkiye de lipödemin yeterince tanınmaması ve genellikle obezite veya lenfödem gibi diğer durumlarla karıştırılması nedeniyle, bu duruma sahip birçok kadının doğru bir teşhis almadığı veya yanlış teşhis edildiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu, gerçek prevalans oranının daha yüksek olabileceğini düşündürmektedir.
5) Lipödem kaybolan, yok olan, geçen bir hastalık mı?
Lipödem iyileştirilen etkileri azaltılabilir bir hastalıktır. Tamamen %100 geçebilen bir hastalık değildir ama %80 beslenme egzersiz hormonlar vitaminler, uyku düzeni ve stres yönetimi ile kontrol altına alınabilir. Bu süreçlerde evre ve tiplerin de rolü büyüktür. Bu yüzden sürdürülebilir beslenme bizlerin takip etmesi gereken protokol olacaktır.
6) Lipödem kalıtsal bir durum mu?
Evet, lipödem genetik bir bileşene sahip olabilir ve bu nedenle kalıtsal bir durum olarak kabul edilir. Lipödemi olan kişilerin aile üyelerinde de benzer semptomların görülmesi yaygındır, bu da genetik bir yatkınlığın söz konusu olabileceğini göstermektedir. Özellikle kadınlarda, anneden kızına geçiş gibi durumlar sıklıkla rapor edilmektedir.
Ancak lipödemin kesin kalıtım şekli tam olarak anlaşılamamıştır. Genetik yatkınlık önemli bir faktör olsa da, hormonal değişiklikler ve diğer çevresel faktörler de lipödemin gelişiminde rol oynayabilir. Örneğin, ergenlik, hamilelik veya menopoz gibi hormonal değişiklik dönemleri, lipödem belirtilerinin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.
Bu nedenle, ailesinde lipödem öyküsü olan kişilerin bu duruma daha yatkın olabileceği düşünülse de, çevresel ve hormonal faktörlerin de etkili olduğu karmaşık bir durumdur.
7) Lipödem ağrı yapar mı, ağrılı mıdır?
Lipödem genellikle ağrılı bir durumdur. Lipödemli kişiler, özellikle etkilenen bölgelerde (genellikle bacaklar ve bazen kollar) dokunmaya karşı aşırı hassasiyet ve sürekli bir ağrı hissi yaşayabilirler. Bu ağrı genellikle derin, sıkıştırıcı veya zonklayıcı bir şekilde tarif edilir.
Lipödem ağrısı, aşağıdaki durumlarla ilişkilendirilebilir:
Doku Hassasiyeti: Lipödemli bölgelerdeki yağ dokusu anormal bir şekilde biriktiği için bu bölgelerde hassasiyet artabilir. Hafif bir dokunuş bile ağrıya neden olabilir.
Ödem ve Şişlik: Lipödemde sıklıkla görülen ödem, yani sıvı birikimi, doku basıncını artırarak rahatsızlık ve ağrıya yol açabilir.
Morluk ve Çürükler: Lipödemli kişilerde morluk ve çürük oluşumu yaygındır, bu da etkilenen bölgelerdeki ağrı hissini artırabilir.
Sinir Baskısı: Biriken yağ dokusu, sinirlere baskı yaparak sinir ağrısına (nöropatik ağrı) neden olabilir. Bu ağrılar, kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir ve hareket kabiliyetini kısıtlayabilir. Bu nedenle, lipödemin yönetiminde ağrı kontrolü önemli bir yer tutar.
8) Lipödem evreleri nelerdir? Hangi evrede Lipödemli olduklarını kişiler nasıl anlayabilir?
Lipödem, genellikle dört evreye ayrılarak tanımlanır. Bu evreler, lipödemin ilerlemesiyle birlikte deri ve yağ dokusunda meydana gelen değişiklikleri yansıtır:
- Evre:
Deri Düzgün ve Yumuşak: Deri yüzeyi genellikle pürüzsüzdür, ancak altta anormal yağ dokusu birikimi başlamıştır.
Şişlik ve Hafif Ağrı: Bacaklar ve kalçalarda simetrik yağ birikimi vardır, bu da hafif şişlik ve ağrıya yol açabilir.
Deri Altındaki Doku: Deri altında küçük, yumuşak nodüller hissedilebilir.
- Evre:
Deri Pürüzlü ve Dalgacıklı: Deri yüzeyi portakal kabuğu veya selülit görünümüne benzeyen bir şekilde pürüzlü ve dalgalı hale gelir.
Fazla Yağ Birikimi: Deri altındaki yağ dokusu daha belirgin hale gelir ve nodüller daha büyük ve yaygın olabilir.
Şişlik ve Ağrı Artar: Şişlik, özellikle günün ilerleyen saatlerinde daha belirgin hale gelir, ağrı ve hassasiyet artabilir.
- Evre:
Deri Sert ve Pütürlü: Deri daha kalın, sert ve pürüzlü bir hal alır. Deri altındaki nodüller birleşebilir ve daha büyük kitleler oluşturabilir.
Önemli Şişlik: Şişlik kalıcı hale gelir ve bacaklar, kalçalar veya kollar çok büyük görünebilir.
Hareket Kısıtlılığı: Yağ birikimi ve şişlik nedeniyle hareket kabiliyeti kısıtlanabilir, ağrı daha da artabilir.
- Evre (Lipolymphoedema):
Lenfödemin Eşlik Ettiği Evre: Bu evrede lipödem, lenfödem ile birleşir, yani lenf sıvısının da birikmesiyle birlikte durum daha karmaşık hale gelir.
Cilt Değişiklikleri: Ciltte renk değişiklikleri, sertleşme ve yara oluşumu görülebilir.
Ciddi Hareket Kısıtlılığı: Şişlik ve yağ birikimi çok ileri düzeydedir, bu da ciddi hareket kısıtlılığına ve günlük aktivitelerde zorlanmaya neden olabilir.
Bu evreler, lipödemin ilerleme sürecini anlamaya yardımcı olur ve tedavi yaklaşımını belirlemede önemli bir rol oynar. Erken evrelerde teşhis konulması, semptomların yönetilmesi ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması açısından önemlidir.
9) Lipödem hastası biri ilk hangi uzmanla görüşmelirdir, bu süreci sağlıklı olması için nasıl takip etmeliler? Lipödem de teşhis nasıl konur?
Lipödem hastası ayaktan doppler çektirmek için ortopedi ya da kalp damar cerrahisi tarafından teşhis konulabilir. Crp değerleri vücuttaki inflamasyonun arttığının en büyük göstergesidir. Fiziksel olarak evrelerin değişimini bacaklardaki yığılmadan kolaylıkla bu alanda uzmanlaşmış doktorlar hızlıca tespit edebilir.
Lipödem diyetisyeni lipödem fizyoterapisti masajı ve lipödem egzersiz uzmanlarıyla kolaylıkla lipödem kontrol altına alınabilir. Ama ileri vakalar için mutlaka lipödem lenfödem cerrahları ile bir protokole başlamaları gerekmektedir.
10) Mendel Bezelyeler ile Lipödem’in ilişkisi nedir?
Gregor Mendelin bezelyeler üzerinde yaptığı çalışmalar, kalıtsal özelliklerin nasıl aktarıldığını anlamada temel bir rol oynamıştır. Mendel, kalıtım yasalarını belirlemek için bezelye bitkilerini kullanmış ve bu çalışmalar modern genetik biliminin temelini atmıştır. Mendelin çalışmaları, belirli genlerin bir nesilden diğerine nasıl aktarıldığını ve bu genlerin fenotipik özellikleri nasıl etkilediğini ortaya koymuştur.
Lipödem ile Mendelin çalışmaları arasında doğrudan bir ilişki yoktur, ancak Mendelin genetik prensipleri, lipödem gibi genetik yatkınlığa sahip durumların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Lipödemin kalıtsal olduğu düşünülür, yani belirli genetik faktörler hastalığın ortaya çıkmasında rol oynar. Bu genetik yatkınlık, aile üyeleri arasında lipödemin görülme olasılığını artırabilir.
Özetle, Mendeiin bezelyeler üzerinde yaptığı çalışmalar, genetik biliminin temel prensiplerini ortaya koyarak, lipödem gibi genetik temelli hastalıkların anlaşılmasına dolaylı olarak katkıda bulunmuştur. Mendel yasaları, lipödemin olası kalıtsal geçiş yollarının araştırılmasında teorik bir çerçeve sunar.
11) Hormonlar ile Lipödem’in doğrudan bir ilişkisi var mı?
Lipödemin gelişiminde hormonların önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bu durumun
genellikle kadınlarda görülmesi ve belirli hormonal değişiklik dönemlerinde (örneğin ergenlik, hamilelik, doğum sonrası dönem ve menopoz) ortaya çıkması veya kötüleşmesi, hormonal faktörlerin lipödemle ilişkili olduğunu göstermektedir.
Hormonlar ve Lipödem Arasındaki İlişki:
Östrojen:
Lipödemin kadınlarda daha yaygın olması, östrojen hormonunun bu durumun gelişiminde etkili olabileceğini düşündürmektedir. Östrojen, yağ dağılımını ve yağ dokusunun birikimini etkileyen bir hormondur. Lipödemli kadınlarda, östrojenin yağ hücrelerinin büyümesini ve yağın belirli bölgelerde (örneğin bacaklar ve kalçalar) birikmesini tetikleyebileceği düşünülmektedir.
Progesteron:
Progesteron da lipödemle ilişkili olabilecek bir hormondur. Bu hormon, östrojenle birlikte çalışarak yağ hücrelerinin işleyişini ve dağılımını etkileyebilir. Progesteron düzeylerindeki değişiklikler, lipödem semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
Kortizol:
Stres hormonu olarak bilinen kortizol, vücuttaki inflamatuar süreçleri ve yağ depolanmasını
etkileyebilir. Uzun süreli stresin kortizol seviyelerini yükselterek lipödemin semptomlarını
ağırlaştırabileceği öne sürülmektedir.
Tiroid Hormonları: Tiroid hormonları, metabolizmayı ve enerji kullanımını düzenleyen hormonlardır. Tiroid fonksiyon bozuklukları (hipotiroidizm gibi) lipödemin semptomlarını etkileyebilir. Düşük tiroid hormonu seviyeleri, vücutta sıvı tutulmasına ve yağ birikimine katkıda bulunabilir.
Hormonal Değişikliklerin Etkisi:
Lipödem genellikle hormon düzeylerinde ani değişikliklerin yaşandığı dönemlerde (ergenlik, hamilelik, menopoz gibi) ortaya çıkar veya kötüleşir. Bu dönemlerde östrojen ve progesteron gibi hormonların seviyelerindeki dalgalanmalar, lipödemli bireylerde yağ dokusunun anormal bir şekilde birikmesine neden olabilir.
Bu hormonal faktörler, lipödemin karmaşık ve çok faktörlü bir hastalık olduğunu göstermektedir. Hormonların lipödem üzerindeki etkisini anlamak, tedavi yaklaşımlarını geliştirmede önemli olabilir. Hormonal tedaviler veya hormon düzeylerini düzenleyen müdahaleler, lipödemin yönetiminde kullanılabilir, ancak bu konuda daha fazla araştırma gerekmektedir.
12) Selülit bir Lipödem belirtisi midir? Lipödemli bireylerde selülit görüntüsünün oluşumunun sebebi nedir?
Selülit, lipödemin bir belirtisi olarak kabul edilmez, ancak lipödemli kişilerde selülit görünümü daha belirgin olabilir. Bunun nedeni, lipödemin ilerleyen evrelerinde cilt altında anormal yağ birikiminin artması ve cilt yüzeyinin pürüzlü hale gelmesidir. Bu durum, lipödemli kişilerde selülit gibi görünebilir, ancak temelinde farklı bir patoloji yatar.
Özetle, selülit lipödemin bir belirtisi değildir, ancak lipödemin ilerlemesiyle birlikte selülit benzeri cilt değişiklikleri ortaya çıkabilir. Lipödem ve selülit farklı nedenlere sahip olduğu için, her iki durumun yönetimi ve tedavisi de farklıdır.
13) Beslenme konusunda Lipödem sorunu olan kişilere asla yapmamaları gereken şeyleri bizimle paylaşır mısınız?
Lipödemli kişilerde semptomları hafifletmek ve genel sağlığı desteklemek amacıyla bazı takviyeler yararlı olabilir. Ancak, takviyelerin etkisi kişiden kişiye değişebilir, bu nedenle bir doktora veya beslenme uzmanına danışmak önemlidir. Aşağıda, lipödem semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilecek bazı yaygın takviyeler yer almaktadır:
- Omega-3 Yağ Asitleri:
Faydaları: Omega-3 yağ asitleri (EPA ve DHA), iltihaplanmayı azaltabilir ve damar sağlığını destekleyebilir. Bu, lipödemli kişilerde şişlik ve ağrıyı hafifletebilir.
Kaynaklar: Balık yağı, krill yağı, keten tohumu yağı.
- D Vitamini:
Faydaları: D vitamini, bağışıklık fonksiyonunu destekler ve iltihaplanmayı azaltabilir. Düşük D vitamini seviyeleri lipödem semptomlarını kötüleştirebilir.
Kaynaklar: D vitamini takviyeleri, güneş ışığı, yağlı balıklar.
- C Vitamini ve Biyoflavonoidler:
Faydaları: C vitamini, kollajen üretimini destekler ve cilt sağlığını iyileştirir. Biyoflavonoidler ise damar sağlığını destekleyebilir ve ödemi azaltabilir.
Kaynaklar: Narenciye, çilek, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler.
- Magnezyum:
Faydaları: Magnezyum, kas gevşemesi ve sinir fonksiyonları için önemlidir. Şişliği azaltabilir ve kas kramplarını hafifletebilir.
Kaynaklar: Magnezyum takviyeleri, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, tohumlar.
- Zencefil ve Zerdeçal:
Faydaları: Zencefil ve zerdeçal, güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahip bitkisel takviyelerdir.
Lipödemle ilişkili iltihaplanmayı azaltabilirler.
Kaynaklar: Zencefil kökü, zerdeçal kökü veya bunların takviyeleri.
- Bromelain:
Faydaları: Ananasta bulunan bu enzim, şişliği ve iltihaplanmayı azaltabilir, ayrıca sindirimi
destekleyebilir.
Kaynaklar: Ananas veya bromelain takviyeleri.
- Gotu Kola (Centella Asiatica):
Faydaları: Geleneksel olarak damar sağlığını desteklemek ve bağ dokusunu güçlendirmek içinkullanılır. Lipödemde cilt ve damar sağlığını iyileştirebilir.
Kaynaklar: Gotu Kola bitkisel takviyeleri.
- Hesperidin ve Diosmin:
Faydaları: Bu flavonoidler, özellikle damar sağlığını desteklemek ve ödemi azaltmak için kullanılabilir. Varis ve venöz yetmezlik tedavisinde de yaygın olarak kullanılırlar.
Kaynaklar: Hesperidin ve diosmin içeren takviyeler.
- Selenyum:
Faydaları: Antioksidan özellikleriyle bilinen selenyum, bağışıklık sistemini destekler ve inflamasyonu azaltabilir.
Kaynaklar: Brezilya fındığı, deniz ürünleri, selenyum takviyeleri.
- Boswellia Serrata:
Faydaları: Bu bitki özü, iltihaplanmayı azaltabilir ve bağ dokusunu destekleyebilir. Lipödemli kişilerde şişliği ve ağrıyı hafifletebilir.
Kaynaklar: Boswellia takviyeleri.
Bunların haricinde Tip 1-2-3 içeren kolajen tüketimi de lipodemli hastalarımız için önemlidir. Herhangi bir takviye kullanmadan önce, özellikle kronik bir durum olan lipödem gibi bir hastalığınız varsa, doktorunuza veya bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir.
Takviyeler ilaçlarla etkileşime girebilir veya belirli sağlık durumları üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bu nedenle, kişisel sağlık ihtiyaçlarınıza ve mevcut tedavi planınıza uygun bir şekilde takviyeleri kullanmak önemlidir.
14) Lipödemli kişiler hangi takviyeleri almalılardır?
Kurubaklagiller Gluten ve Laktoz kullanımını kısıtlamak rafine paketli ürünlerden uzak durmak ve sürdürülebilir bir beslenme planı uygulamak gerekir.
Lipodemli kadınlarımızın en çok da dikkat etmesi gereken şey bağışıklık kuvvetlendirici ve anti- inflamatuar bir beslenme sisteminin mantığını özümsemek çok önemlidir.Beslenme parmak izi gibi
farklıdır her bireyin beslenme sistemi hastalıklarına tahlillerine egzersiz planına uyku düzenine,kortizol hormonuna stres yüküne göre değişkenlik gösterir.
15) Lipödemli kişilerin mutlaka hergün yapmaları gereken şeyleri bizimle paylaşır mısınız?
Lipödemli kadınlarımız kuru fırçalama yapmak lenf kanallarının açarak güne başlamalıdır.
Sularını içtikten sonra safra ile sorunları yoksa zerdecallı tarifleri ile ödemleri atıyoruz.
Bacaklarda ciddi ağrılar morarmalar egzersizlerimizi aksatmıyoruz.Lipodeme uygun östrojen baskılayarak progesteronu yükselten gıdalardan uzak duruyoruz. Stresi kapı dışarı edip bizlerin dişil enerjini arttıran bacaklarımızla gurur duyuyoruz bizlerin yükünü çekip bu yaşlara getirdiği için..Şimdi ise #çizmesizkadınlar olarak bacaklarımıza ve vücudumuza iyi bakma zamanı!!
Bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum.