OFİSTEKİ ABUR CUBURLARA KARŞI KOYABİLİRSİNİZ

Neredeyse hepimiz işimiz için kişisel yaşantımızdan ödün veriyoruz. İşe yetişmek için veya bazı işleri yetiştirmek için az uyuyoruz, kahvaltı yapmayı bir görev gibi gördüğümüz için yapmamayı tercih ediyoruz, işte çok yorulduğumuz için spor yapmaya enerjimizin kalmamasından dolayı yakınıyoruz. Bu arada sağlıklı beslenmeyi ya unutuyor ya da pratik bulduğumuz abur cuburlarla kendimizi tatmin ettiğimizi düşünüyoruz. İş yemekleri, iş arkadaşlarının doğumgünleri ve daha bir çok iş etkinliği arasında tükettiğimiz bol kalorili yiyecekler (stres, sıkılma veya duygu durumunuza göre değişen yiyeceklere saldırma nöbetlerinden bahsetmiyorum bile) aslında beslenme düzenimizin de köklü bir şekilde değişmesine ve sağlıksız beslenmeyi hayatımızın bir rutini olarak görmemize sebep oluyor. Güzel haber, artık bu durumun farkındasınız ve ben ofisteki her türlü sağlıksız beslenme hareketine karşı size stratejik tavsiyelerde bulunacağım!
Kırmızı Alarm 1) Ofiste çalıştığınız yerin tam ortasındaki masada bir tabak dolusu yağlı poğaça ve açma  ve minik kuru pastalar duruyor!
Çözüm: Kendinizi bu yiyeceklerden korumak için bulunduğunuz masayla, kalori bombası taşıyan masa arasına bir mesafe koyun. Eğer masanızı taşımanın imkanı yoksa, veya konumuzunu değiştirmek , iradenizi korumanız konusunda size yardımcı değilse su stratejisini deneyin! O yiyecekleri yemeyi her düşündüğünüzde 1 bardak su için ve gerçekten yemek isteyip istemediğinizi tekrar sorgulayın. Su, midenizin dolmasına yardımcı olacak ve beyninizdeki açlık sinyallerinin verdiği kırmızı alarmı bir kaç dakikalığına durduracaktır. Eğer su içmek sizi tatmin etmiyorsa, soda veya şekersiz çay içmeyi deneyebilir  veya suyunuzun içerisine bir kaç dilim meyve parçası katarak aromasını değiştirebilirsiniz. Şekersiz sakızları da dikkatinizin dağılması için kullanabilirsiniz. Ağzınızı birşekilde meşgul etmeniz birşeyler yeme isteğinizin gerçekten açlıktan mı yoksa stress, sıkılma veya iradeye hakim olamama gibi sebeplerden ötürü mü kaynaklandığını anlamanızı sağlayacaktır.
Kırmızı Alarm 2) Çalışma arkadaşlarınızla beraber civardaki restorantların birinden öğle yemeği siparişi vereceksiniz; fakat onların siparişleri pizza, burger, kızarmış yiyecekler ve bol kalorili sandviçlerden oluşuyor.
Çözüm: Ofise beslenme çantasıyla gitmektense arkadaşlarınızla dışarıdan birşeyler söylemek istiyorsanız, çevredeki restorantların en sağlıklı seçeneklerini fosforlu kalemle çizin ve sizin için zararlı olanlara büyük bir çarpı atın. Üzerinde oynadığınız bu menüleri çekmecenizde saklarsanız, öğle yemeği vakti geldiğinde önünüzde sadece en sağlıklı seçeneklerin bulunduğu bir listeden ne yemek istediğinizi kolayca seçebilirsiniz. Çevredeki restorantlara bağlı kalmak istemiyorsanız farklı restorantların menülerinden salataların, sebzelerin veya etlerin olduğu, ızgarada hazırlanmış, buharda pişmiş, haşlanmış gibi seçenekleri tercih edebilir ve kızartmalardan uzak durabilirsiniz.
Kırmızı Alarm 3) Bugün oldukça yoğun bir gündü ve siz saat 16.00’ya kadar hiç birşey yemediğinizi ve bu açlığın size herşeyi yedirebilecek güçte olduğunu farkettiniz!
Çözüm: Bu tür uzun açlıklarla başbaşa kalmamak ve beslenme düzeninizi bozmamak için aralarda mutlaka birşeyler atıştırmalısınız. İşin yoğunluğuna kendinizi kaptırıyor ve bu öğünleri hatırlamakta zorlanıyorsanız telefonunuzu veya bilgisayarınızı birşeyler yemeniz gerektiğini hatırlatmaları için ayarlayabilirsiniz. Uzun saatler bu şekilde aç kalmanın kilo vermenize yardımcı olacağı fikrine sakın kanmayın, bu durum sizin en büyük düşmanınız! Öğünlerin arasına uzun saatler girdiğinde kan şekeriniz düşer ve vücudunuza birşeyler yemesi için sinyal gönderir. Elbette bu durum uzun açlık süresi sonunda daha fazla yemenize ve bol kalorili yiyeceklere olan iradenizin kırılmasına sebep olabilir.
Zamanı ayarlamakta sıkıntı çekenlere küçük bir not: Kahvaltıyla öğle yemeği arasında kesinlikle 5 saatten fazla aç kalmayın!
Kırmızı Alarm 4) Ofiste her ay en az 1 arkadaşınızın doğumgünü kutlanıyor ve bol kremalı pastalara, şerbetli tatlılara hayır diyemiyorsunuz!
Çözüm: Bu duruma ofisçe bir çözüm getirebilirsiniz. O ay doğan bütün kişilerin doğumgününü tek bir günde kutlamayı önerin ve o gün ofise ev yapımı, sağlıklı kekler veya poğaçalar getirin. Böylece o ay içerisinde tükettiğiniz pastaların sayısını azaltabilir, kalitesini ise yükseltebilirsiniz. Arkadaşlarınız bu konuda sizinle hemfikir değilse, en azından doğumgünlerinde alınan yiyeceklerin dışarıdan alınan bir yaş pastadan daha çeşitli şeyler olmasını önerin. Örneğin; sizin gibi sağlıklı beslenmek isteyen arkadaşlarınızla meyve salataları veya yoğurt parfeleri de istediğinizi dile getirebilirsiniz. Eğer çalışma arkadaşlarınız kocaman kremalı bir yaş pasta konusunda ısrarcıysa, ev yapımı kekleri yapma ve getirme konusunda gönüllü olabilirsiniz. Belki de diğer ay birçok kişi bu konuda gönüllü olmaya kendiliğinden ikna olabilir.
Kırmızı Alarm 5) Ofiste yan masadaki çalışma arkadaşınızın masasında kocaman bir şeker veya çikolata kasesi var ve bir tane almanız için size sürekli ısrar ediyor.
Çözüm: O şeker veya çikolata kasesine karşı koyamıyorsanız  arkadaşınızdan onu saklamasını isteyebilirsiniz. Böyle bir konuda karşı tarafı reddetmekten çekinmeyin. Basit bir teşekkür veya bir gülümseme bu şekeri/çikolatayı gerçekten istemediğiniz konusunda yeterli oalcaktır. Bir başka çözüm onun bu kocaman şeker kasesini daha sağlıklı yiyeceklerle doldurmasına yardımcı olmak olabilir. Eğer bu şeker kasesinin yavaş yavaş boşaldığını görüyorsanız, öna kocaman bir paket dolusu kuru meyve hediye edebilirsiniz. Böylece o kendi kasesini zararlı stoklarıyla doldurmadan, siz ona sağlıklı atıştırmalıklarla dolu yeni bir paket hediye edebilirsiniz. Bir başka alternatif de çelik gibi sağlam iradenizi ödüllendirmekten geçiyor.Çekmecenizde bir kumbara edinin ve bu şeker veya çikolatalara her “hayır” dediğinizde bu kumbaranın içerisine 1 lira atın. Hafta sonunda biriktirdiğiniz bu paralarla kendinize; sinemaya gitmek, spaya gitmek, masaja gitmek gibi özel hediyeler verebilirsiniz. Evet bu strateji biraz disiplin ve motivasyon gerektiriyor; ancak emin olun her hafta sonunda incecik ve dinlenmiş bedeniniz size teşekkür edecek.
Kırmızı Alarm 6) Ofis toplantıları oldukça cazip gelen ancak sağlıksız bir çok yiyecekle dolu!
Çözüm: Eğer bu konuda iradenizi gerçekten test etmek istiyorsanız evden birkaç atıştırmalık hazırlayın ve onları toplantıya götürün! Eğer kendi yiyeceklerinizi hazırlanamak için zaman ayırırsanız toplantı masasında ne olursa olsun hazırladığınız yiyeceği yemek durumunda hissedeceksiniz. Eğer yemek hazırlama konusunda kendinizi biraz geliştirmeye çalışırsanız, kendi yediklerinizi yemek için sabırsızlanacaksınız ve toplantıdaki yiyeceklerin tadına bakmak bile size cazip gelmeyecek. Arkadaşlarınızın da tatması ve sağlıklı yemek hazırlamadaki yeteneğinizi fark etmeleri için çantanızı ev yapımı atıştırmalıklarla doldurabilirsiniz. İş arkadaşlarınız sizi caydırmaya çalışıyor ve masadakilerden yemeniz için size baskı yapıyorlarsa midenizin rahatsız olduğunu ve evden getirmenin kendinizi daha iyi hissettirdiğini söyleyebilirsiniz.
İşte bu öneriler sayesinde ‘işe girdiğimden bu yana 10 kg aldım’, cümlesini daha az duyacağız. Önerileri okurken , uygulanmasının ne kadar kolay olduğunu düşündüğünüze eminim ama yapılan çalışmalar bu doğrultudaki önerilerin istikrarlı bir şekilde devam ettirilmediğini gösteriyor, bu şekilde olduğunda da istenilen sonuç alınamıyor. İstikrarlı ve kararlı bir şekilde bu önerileri iş yaşamınıza adapte ettiğinizde işe girdikten sonra aldığınız kiloların bir çırpıda ve en önemlisi bir daha dönmemek üzere vücudunuzdan uzaklaştığını göreceksiniz .

Önerilen Makaleler