Obezite Uykusuzluk İle Bağlantılı Mı?

Uyku en basit tabirle, vücudumuzun doğal dengesini koruması ve yaşamsal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için ihtiyacımız olan yenilenme süreci olarak bilinir. Gün içerisindeki uyku ve uyanıklık sürecimiz ne kadar dengeli ise sirkadyen ritmimiz* o kadar düzenli işliyor demektir. Uykusuzluk ile birlikte bozulan bu mekanizmalar iştah ve kilo kontrolünü de etkilediği için göz önünde bulundurulması gereken faktörlerin başında gelmelidir.
Obezite en belirgin sebeplerinden biri olan gece yeme alışkanlıklarının oluşmasında uykusuzluğun rolünün ne kadar büyük olduğunun farkındayız ama asıl soru neden? Tüm gün canımız pek fazla bir şey çekmezken neden geceleri canımız tıkınırcasına yemek istiyor? Neden kendimizi sürekli buzdolabının karşısında buluyoruz? Bu soruların cevabını 3 farklı hormonumuzu tanıyarak açıklayabiliriz;

  • Leptin: Tokluk hissinin oluşmasında rol oynayan temel hormondur. İştahın baskılanmasını sağlar. Aynı zamanda vücudun enerji üretimini artırmaya çalışan bir anti-obezite hormonudur. Leptin vücutta en fazla uykudayken, saat 2:00 – 5:00 saatleri arasında salgılanmaktadır.

Uyku düzeni bozulduğunda leptin seviyelerinin azalmasıyla bir sonraki gün oluşan yeme atakları ile karşılaşabilmekteyiz. Uykusuz geçirdiğimiz gecelerden sonra daha zor tokluk hissine ulaşıyoruz, diyet motivasyonumuzu ve kontrolümüzü kaybetmeye başlıyoruz ve bu da alışkanlığa dönüştüğünde uzun vadede obeziteyi beraberinde getiriyor.

  • Melatonin: En fazla 23:00 – 4:00 saatleri arasında, karanlıkta salgılanan bir hormon olan melatonin antioksidan özelliğe sahip hormonlarımızdan biridir. Yaşlanmanın geciktirilmesi ve hücre yenilenmesinde önemli etkilere sahiptir.
  • Serotonin: Mutluluk hormonu olarak da bilinen en meşhur hormonlardan biridir. Çikolata gibi besinler tüketildiğinde salgılanması artan bu hormon sayesinde abur cubur besinlere olan ilgimiz artmaktadır.

Bu iki hormonu bağlantılı olarak inceleyecek olursak uykusuzluk ile melatonin salınımının azaldığını ve vücudun melatonin hormonu arayışına girdiğini söyleyebiliriz. Vücudumuz, ihtiyacı olan melatonini elde etmek için bize mutluluk veren serotonin hormonundan melatonin hormonu üretmeye çalışır. Uykusuz kalan vücutta  miktarı azalmış olan serotonin hormonu, depresif bir ruh hali oluşturabilir ve bu da abur cubur tüketimi ağırlıklı bir “gece yeme alışkanlığının” başlamasına yol açabilir.
Hormonal değişikliklerin yanı sıra psikolojik olarak da gece yemelerinin obezite oluşumunda etkisi olduğunu biliyoruz. Gece sağlıklı beslenme eğilimindeki azalma ve motivasyon düşüklüğü nedeniyle kaçamak yapma, kalorisi yüksek besinler tüketme ihtimalinizi artıyor. Gün içerisindeki yüksek iradeniz gece vakitlerinde sizi terk edebiliyor.  Bu nedenle tıbbi anlamda bir uykusuzluk yaşıyorsanız farklı olumsuz sonuçlar doğurmadan doktorunuza başvurunuz. Eğer gece vakitlerinde uyanık kalmak tercihleriniz dahilinde bir durum ise küçük yaşam değişiklikleri ile uyku ve beslenme düzeninizi oluşturmanız kilo yönetiminiz üzerinde etkili olacaktır.
*Sirkadyen Ritim: 24 saatlik bir döngüde, vücudun çevreye uyumunu sağlayan biyolojik saattir.

Kaynakça:
  1. Gözükırmızı E., Seratonin ve Uyku, Klinik Psikofarmakoloji Bülteni: 3: 1- 2,1993 
  2. Keser A., Karataş E., Sirkadyen Ritim ve Metabolizma: Obezite Üzerine Etkileri, Sağlık Bilimleri Dergisi 2015;24(2)
  3. Orhan F.,Tuncel D., Gece Yeme Bozuklukları, Current Approaches In Psychıatry 2009; 1:132-154
  4. Özçelik F.,Erdem M.,Bou A., Gülsün M., Melatonin: Genel Özellikleri ve Psikiyatrik Bozukluklardaki Rolü ,Current Approaches in Psychiatry 2013; 5(2):179-203
  5. Sirkadiyen Ritme Bağlı Olarak Melatonin Seviyesindeki Değişikliklerin Eritrositlerde Lipid Peroksidasyonu Üzerine Etkisi , Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 15(3) 153-160, 2006

Önerilen Makaleler