MUTLULUK 2. BEYİNDE BAŞLAR

Herkese müjde ikinci bir beynimiz olduğu bulundu! Evet şaka değil, doğru söylüyorum. Bilim dünyası bir beynimiz daha olduğu kanaatine vardı, bağırsak! Belki bilenleriniz vardır çok yeni bir haber değil ama yaygın bir bilgi olduğu da söylenemez. Üzerine çalışmalar yapıldı ve hala da yapılıyor sonuçlar şaşırtıcı. İkinci beynimizde 100 milyon sinir hücresi var! Bu sayının omurilikte bulunan ve ağrı, basınç, ısı benzeri duyuları algılamamızı, gerekli yanıtları vermemizi sağlayan çevresel sinir sistemindekinden çok daha fazla olduğu görülüyor. Bu sinir hücrelerinin oluşturduğu sistem sayesinde beyinden emir almadan sindirim faaliyetlerini sürdürebilen, kendi reflekslerini oluşturabilen, sindirim sistemi içindeki dünyayı algılamamızı sağlayan bağırsağın, beyin ile benzer özellikler taşıdığı, sindirim sisteminde neredeyse özgürlüğünü ilan ettiği çalışmalarda söz konusu bir gerçektir. Nervus vagus olarak isimlendirilen sinir beyin ile bağırsaklar arasında geniş bir yol gibi direk bağlantılı halde bulunuyor ve işin ilginç kısmı %90 oranında bağırsaktan beyine bilgi taşıdığı görülüyor. Halbuki organlara bilgi göndermek beynin işi, bilim dünyası şaşkın. İlginçlikle bitmiyor ve California üniversitesinde çalışan Profesör Emeran Mayer’ e göre duygusal durumumuz ikinci beynimizden etkileniyor. Hepimizin de bildiği gibi heyecan, stres gibi duygusal yükselmelerimiz sindirim sistemimizde tepkiler halinde kendini gösteriyor örneğin her an karnımızda kelebekler uçabilir.
Depresyon, kaygı durum bozukluğu olan hastalarında sindirim problemleri olduğu görülüyor. Bağırsaklarımızın sadece boşaltım yapmak için çok karmaşık yapıda olduğu, hem ruhsal hem fiziksel birçok hastalıkla ilişki içinde bulunduğu yine çalışmalarda üzerine durulan konular. Bilimsel araştırmalar bağırsakların hormonal, sinirsel ve içeriğindeki bakteri florasının değişimini beyne ilettiğini ve sonucunda farklı tepkilerin oluştuğunu gösteriyor. Eğer kötü beslenme, antibiyotik kullanımı, stres, yoğun özellikli kimyasal temizlik ürünlerini sık kullanma, alkol tüketimi gibi sosyal yaşamın getirdiği etkilere maruz kalıyorsanız bağırsak bakteri floranızda olumsuz değişiklikler meydana geliyor. Bağırsak floranızdaki bu değişimler sonucu obezite, metabolik bozukluklar, depresyon, öğrenme ve hafıza işlevlerinde bozukluk, otizm, bağışıklık sistemiyle ilgili ve alerjik hastalıklara ayrıca toplumda çok sık görülen irritabl barsak sendromu dediğimiz hassas bağırsak vakalarına neden oluyor.
Örneğin birçok çalışmada bağırsak florasının düzeltilmesi depresyonu gidermede olumlu sonuçlar veriyor. Yine yapılan çalışmalarda bağırsak florasını düzeltmenin hassas bağırsak problemi olan hastalarda olumlu sonuçlar verdiği görülüyor. Bağırsaklarımız için unutmamız gereken esas nokta ise ortalama bir yaşam boyunca bağırsaklarımızın tonlarca gıda maddesi ve litrelerce sıvıya geçirgenlik yaparak vücudumuzu zehirli etkilerden koruyor olması ve tehlikeleri önlemesi.
Çeşitli yollarla vücudumuza giren zararlı mikroorganizmaların, geçişini engelleyip muhteşem savunma sistemleriyle vücuttan uzaklaştırıyorlar. Bununla da kalmayıp ruhsal ve bedensel sağlığımız içinde temel etkiler oluşturduğunu görüyoruz. Bütün bu nedenler bağırsak sağlığımızı düşünmemiz için yeterli değil mi?
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN SAĞLIKLI BİR BAĞIRSAK
Birçok etkisinden bahsettiğimiz bağırsaklarımızı koruma altına alma vakti geldi. Mutlu bir yaşamın sırrı mutlu bir bağırsak florasından geçiyor. Öncelikle sağlıklı beslenme alışkanlığı oluşturmak sağlıklı bir yaşamın olduğu gibi tabi ki sağlıklı bir bağırsağında anahtarı. Ama elimizde olmayan sebeplerle iş yaşamında karşılaştığımız stres ya da kullandığımız temizlik malzemeleri de bağırsaklarda yaşayan dost bakterilerimizin varlığını bozuyor dedik.
Peki ne yapmalı, nasıl yapmalı da bağırsak sağlığımızı korumalıyız? Cevap çok basit PROBİYOTİK.
PROBİYOTİK NEDİR?  
Kelime anlamı olarak “yaşam için” anlamına gelen, bağırsak sisteminin içindeki yaşam alanını değiştirerek sağlığımız için yararlı etkiler sağlayan canlı bakterilerdir. Biz bunlara dost bakterler diyoruz ve gerçekten içimizde bir dost kolonisiyle gezmek hiç fena bir fikir değil.
PROBİYOTİK NE İŞE YARAR?

  • Depresyona karşı etkilidir.
  • Psikolojik stres düzeyinin düşüşünü sağlar.
  • Zehirli maddelere bağlanarak bağırsaktan emilimini engeller.
  • Bağırsak duvarını koruyucudur ve bağırsak geçirgenliğini azaltır.
  • Antimikrobiyal etkilidir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Sindirim sistemini düzenleyerek, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve ishal gidericidir.
  • Laktoz intoleransının giderilmesinde etkilidir.
  • Kansere yakalanma riskini azaltmaktadır.
  • Alerji riskinin engellenmesinde etkilidir.
  • Kolesterol düşürücü etkisi vardır.
  • Kalp damar hastalıklarını ve damar sertliğini engelleyicidir.
  • B grubu vitaminleri ve K vitaminini üreterek bulunduğu gıdayı zenginleştiricidir.
  • Otizm üzerinde olumlu etkileri görülmektedir.
  • Böbrek taşlarının oluşumunu azaltıcı etkisi vardır.

PROBİYOTİK BULUNDURAN BESİNLER
Hayata ilk gözümüzü açtığımız günden beri bağırsak floramızı zenginleştirmeye çabalıyoruz. Bizim için ilk probiyotik kaynak ve en değerli besin anne sütü. Anneler ve anne adayları eğer emzirmeniz için ciddi bir engeliniz yoksa miniklerinizi bu muhteşem besinden mahrum etmemenizi öneririm. Fermente ürünler dediğimiz kefir, kımız, peynir ve boza probiyotik kaynaktır. Salamura, turşu gibi yiyecekler de probiyotiktir fakat bunları kullanacaksanız evde daha az tuz ile yapmanız sağlığınız için doğru olacaktır. Bunlar dışında dışarıdan canlı ve aktif bakteri kültürü eklenmiş probiyotik yoğurtlar, sütler, meyve suları, bebek mamaları, kahvaltılık gevrekler de kullanılmaktadır. Ayrıca büyük firmaların kapsül ya da toz şeklinde eczanelerde sattıkları probiyotiklerde mevcuttur.
Sağlık üzerine bu kadar olumlu özelliğini söylediğimiz probiyotikler hakkında unutmadan şunu da söyleyelim ki kesinlikle İLAÇ DEĞİLDİR. Sadece düzenli kullandığımızda sağlığımız için faydalıdır fakat kullanmayı bıraktığımızda bağırsak floramız tekrar eski halini alır ve olumlu sonuçları kaybolur.
Tıbbın babası olan Hipokrat’ın da dediği gibi “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar. Bağırsaklar hasta ise, vücudun geri kalanı da hastadır.”
Bağırsaklarınıza iyi bakın ve mutlu kalın !

Önerilen Makaleler