Deniz Orbay ile Kurumsal Hayattan Yogaya

Deniz Orbay ile Kurumsal Hayattan Yogaya

 

Kurumsal hayattan kopup yogayı seçmenin mutlulukla bir alakası olmalı? Bu süreçten bize bahseder misin nasıl geçiş yapmaya karar verdin?

Kurumsal hayatı bırakmak, kendi işini kurmak, kendimiz için emek harcamak sanırım hepimizin hayali. Öncelikle benim çok güzel ve mutlu bir kurumsal hayatım oldu, pazarlama, marka stratejileri ve yönetimi üzerine yaklaşık 10 sene çalıştım. Hayatım boyunca da hep kalbimden geçenlerin peşinde koşmaya, keyif aldığım şeyleri çoğaltmaya ve paylaşmaya devam ettim. Yoga ile tanışmam da böyle oldu; bir festivalde girdiğim yoga dersi sonrasında daha çok öğrenmeye ve keşfetmeye karşı uyanan merakım beni Cihangir Yoga’ya getirdi ve yoga hayatımın bir parçası oldu. Bu merak ve istekle düzenli yoga pratiğine başladım ve iki sene sonunda eğitmenlik eğitimi almaya karar verdim. Eğitim sonrasında da karşıma çıkan, bana ilham veren ve kalbime dokunan insanları, hocaları ve pratikleri takip ederek, bir çok eğitim, atölye, festival ve inzivaya katıldım. 2016’da başladığım yoga eğitmenliği mesleğime 2018 itibariyle tam zamanlı olarak devam etmeye karar verdim. Nasıl karar verdim? Kalbimin sesini dinledim   Mutlu bir şekilde 7 yıldır çalıştığım şirketimde geldiğim son pozisyonda artık mutlu ve faydalı olmadığımı, kendimi tükettiğimi, yaptığım işin paramı kazanmak dışında beni beslemediğini, hatta yük olmaya başladığını fark ettim. Bu süreç derslerimin artması ile aynı döneme denk geldi ve bir seçim yaptım. Hepimiz kendi seçimlerimizi yaşıyoruz ve bu konuda özgürüz bunu unutmamak lazım. Düzenli maaşımdan, arabamdan ve birçok şeyden daha vazgeçerek ayrıldım. Hayal ettiğimden çok daha zor bir süreç oldu. Rahatça seyahat etmekten, düşünmeden para harcamaktan vazgeçmek gibi konularda zorlasam ve ara sıra gelecek ile ilgili korkular yaşasam da hiç pişman değilim. Şu anda Hillside City Club‘ta ve Cihangir Yoga‘da eğitmenlik yapıyorum. Stüdyo ve özel derslerimin yanında şirketlere ve bireysel katılımcılara yönelik atölye ve kamplar düzenliyorum. Kurumsal hayatı bırakma sürecimi ve beni bu noktaya getiren yolculuğu biraz daha detaylı paylaştığım bir yazım var, en çok okunan blog yazım olmuştu isteyenler buradan okuyabilir. www.denizorbay.com

Kurumsal hayatta çalışırken karşılaştığım pek çok insan tüm günü şikayet edip mutsuz olarak geçirirken mutlu olmayı bekliyorlar. Mutsuzluk halinde hiçbir şeyi değiştirmeden mutlu olmayı beklemek bana çok anlamsız geliyor. Mutlu olmak bir seçim. Sorumluluğu almak ve seçim yapmak lazım

Kurumsal hayatı bırakmak çalışmayı bırakmak anlamına gelmiyor, tam tersi çok daha fazla çalışmak ve mücadele etmek gerekiyor.

 

 

Çoğu kişi bu macerasını yarıda bırakıp kurumsal hayatın garanti yaşamına kendini geri kaptırıyor ama sen bu konuda devamlılığını ve mücadeleni sürdürüyorsun. Bu konuda kendini nasıl motive ediyorsun?

Aynen dediğin gibi bu hiç bitmeyen bir mücadele! Bitmesini beklersen, işte o zaman sıkıntılı olabiliyor. Maalesef çok sabırlı değiliz, çabuk sonuç bekliyoruz ve hemen vazgeçiyoruz. Kendi işini yaparak geçinmeye çalışmak, maaşlı bir işte çalışmaktan çok daha zor. Kurumsal hayatı bırakmak çalışmayı bırakmak anlamına gelmiyor, tam tersi çok daha fazla çalışmak ve mücadele etmek gerekiyor. Ne kadar çalışıyorsan gerçekten o kadar kazanıyorsun ve zaman zaman belirsizlik çok yorucu olabiliyor. Diğer yandan insan bir şeyi gerçekten tutkuyla yaptığı ve sabırlı olduğu zaman her şey yoluna giriyor. Denemeye, çalışmaya devam etmek, tüm zorlukların ve aksiliklerin bizi geliştirip büyüteceğine inanmak ve sürece inanmak gerekiyor. Çok zorlandığım anlar oldu, oluyor, hatta böyle bir dönemde hem kendi deneyimlerimi paylaştığım bir soru – cevap serisi, hem de kurumsal hayatı bırakan arkadaşlarımla yaptığım ufak söyleşi videoları paylaştım ve çok ilgi aldım. Motivasyonumu kaybettiğimde aynen bu videolarda yaptığım gibi bunu içten bir şekilde paylaşmaya, destek almaya çalışıyorum ve çok işe yaradığını söyleyebilirim. Bu şekilde paylaşmak ve ilham verebildiğimi görmek beni hem güçlendiriyor, hem de doğru yolda olduğuma dair beni motive ediyor. İsteyenler bu videoları Instagram hesabımdan; öne çıkanlardaki ‘Bırakanlar’ başlığında ve IGTV’de izleyebilir. 

Yoga eğitmenliği üzerine uzmanlaşmak istediğini nasıl anladın?

Aslında eğitim alırken niyetim yoga eğitmenliği üzerine yoğunlaşmak değil yoganın felsefesini daha derinden öğrenmek, bedenimi tanımak, insan anatomisini öğrenmek ve pratiğimi ilerletmekti. Daha çok ve derin öğrenme arzusu ile eğitim aldım ve sonrasında öğrendiklerimi ve bana iyi gelenleri paylaşma tutkusu ile ders vermeye başladım diyebilirim.

Hangi yoga türünün sana en uygun olduğuna nasıl karar verdin?

Hayatta birçok kararımı verdiğim gibi deneyerek Tabii ki daha popüler olan ve ilk olarak yönlendiğimiz çeşitler var. Genel olarak hareket etmeyi ve bedenimin sınırlarını test etmeyi seviyorum o nedenle benim de ilk tercihim Hatha ve Vinyasa oldu. Hep sevdiğimiz, aynı enerjiye sahip şeylere yöneldiğimiz zaman denge kurmamız zor oluyor. Aynen benim gibi aktif yaşamı seven bir insanın yoga pratiğinde de fiziksel olarak daha zorlayıcı ve hareketli olana yönelenmesi gibi. Tam böyle bir dönemde derin fiziksel odak ile meditatif bir yaklaşım sunan Yin Yoga ile tanıştım. Durmayı, dinlemeyi ve şefkati öğreten ve vücudun derin bağ dokularını, vücudu kaplayan fasyayı ve plastik dokuları (kemik, tendon gibi) hedefleyen yoga çeşidi.

Aslında buna ne kadar ihtiyacım olduğunu o zaman anladım ve eğitmenlik eğitimini  aldım. Bazen kaçtığımız şeyler aslında en ihtiyaç duyduklarımız olabiliyor ve tam da gerektiği anda karşımıza çıkıyor. Durmak gibi Korkmadan, yargı koymadan denemek lazım. Ben de denemeye ve öğrenmeye devam ediyorum. Dans terapisinden Qi Gong, Kundalini gibi enerji çalışmalarına kadar mümkün olduğunca farklı yoga ve hareket çeşidini deneyip pratiğime ve derslerime katarak ilerliyorum.

Yoga’ya yeni başlayanlara önerilerin neler?

Yoga’yı kendilerini tanıma yolunda araç olarak kullanmalarını ve bunu yaparken de keyif almayı unutmamalarını öneririm Yoga tabii ki bir pratik, yani değişim ve dönüşüm için belli bir disiplin ve süreklilik gerekiyor. Ancak bunu yaparken keyif almayı unutmamak ve tek amacın belli pozları yapmak olduğu yanılgısına düşmemek lazım. Pozların hepsi sadece bir araç, amaç değil. Hangi tavrı pratik ediyorsak oyuz, fiziksel kısım işin sadece görünen tarafı.

 

Yoga dışarıdan fiziksel bir çalışma gibi görünse de aslında kendini tanıma, öğrenme ve ‘kendi olabileceğimizin en iyisi olma’ pratiği.

 

 Neden yoga yapmalıyız? 

Yoga dışarıdan fiziksel bir çalışma gibi görünse de aslında kendini tanıma, öğrenme ve ‘kendi olabileceğimizin en iyisi olma’ pratiği.  Hızla akan hayat ve ulaşmamız gereken hedefler için koşuştururken içerisinde yaşadığımız bedeni unutuyor ve ihtiyaçlarını dinlemiyoruz. Birçok sakatlık ve hastalığın sebebi aslında bu; kendimizle olan diyaloğumuzun zayıflığı. Yoga ve meditasyon; zihinsel, duygusal ve fiziksel beden birlikteliğini sağlayarak kendimize daha mutlu, daha sağlıklı ve rahatlamış bir yaşam sağlayabiliriz.

Yoga’nın yararları nelerdir? 

Yoga, benzersiz aklımızın nasıl çalıştığına dair farkındalığı geliştirmemizi ve kendimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor ve bu farkındalık daha bilinçli bir şekilde yaşamamıza yardımcı oluyor. Hayatın %10’u başımıza gelen olaylar, %90’ı olanlara nasıl cevap verdiğimiz. Vücut, dengesi bozulduğunda önemli sinyaller gönderiyor, bu sinyallere cevap verebiliyor olmak ve bedeni dinleyebilmek genel sağlığımız ve stres yönetimi için çok faydalı.

Yoga, meditasyon ve her türlü nefes farkındalığı, bedeni rahatlatmak ve zihni berraklaştırmak için inanılmaz derecede güçlü bir araç. Doğru şekilde uygulanan yoga, gerginliğin azaltılması ve fiziksel bedenin gevşetilmesinde sarılmak veya masaj yaptırmak kadar rahatlatıcı etkilere sahip. Dersten çıktığınızda yanınızdakilere bile sarılmak isteyebilirsiniz Aynı zamanda pratik içerisinde gerçekleştirilen nefes çalışmaları, diyaframı ve tüm akciğer kapasitesini kullanarak daha etkili nefes almamızı sağlıyor. Bu da zihin ve beden arasında gün içerisinde kopan iletişimi yeniden kuruyor. Aslında sinirlenen birine ‘derin bir nefes al’ dememiz nefesi kullanarak zihnimizi an’a taşımak ve bedenimizi hissetmek için kullanılan bir yöntem.

  

Bedenimizi tanıdıkça ve kendimize daha çok zaman ayırdıkça farkındalık seviyemiz artıyor ve bu bize çok daha kaliteli bir yaşam sunuyor.

 

 

Yoga neden son dönemde bu kadar revaçta?

Teknolojinin artan bir hızla hayatımızı işgal etmesi, bizlerden fiziksel ve zihinsel kapasitemizden çok daha fazlasının beklenmesi, gitgide yalnızlaşan, bireyselleşen toplumlara yol açıyor. Beton binalar arasında geçen yaşantımız sonucu kendimizle, doğayla ve birbirimizle kopardığımız bağlarımızı yeniden kurmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bir öğrencim bir kampım sonrasında ‘Kendime ne kadar ihtiyacım var onu anladım’ demişti. Kendimize çok ihtiyacımız var, iyileşmeye ihtiyacımız var.

Bir de tabii ki günümüzün birçok kronik hastalığına yol açan stres faktörü var. Yoga yapan çoğu insan stresinin azaldığını ve iyi hissettiklerini söylüyor. Birçok çalışma, yoganın anksiyete ve depresyon semptomlarını hafifletebildiğini ve aynı zamanda fiziksel zindeliği arttırdığını gösteriyor. Stres tamamen uzaklaşabileceğimiz bir şey değil, ancak yoga ve meditasyon yoluyla stresli durumların etkilerini azaltabiliyoruz. Yani yoga modern yaşamın getirdiği bu sorunlara cevap verdiği için bu kadar revaçta.

Yoga yapmaktan hoşlanmayanlara neler önerirsiniz? 

Tabii ki herkes yoga yapmaktan hoşlanmak zorunda değil. Kime ne iyi geliyorsa onu yapmalı. Dans etmek, spor yapmak, resim yapmak, seyahate çıkmak, doğada yürüyüş yapmak… Kendimizi keşfedebileceğimiz ve ifade edebileceğimiz bir alan olması yeterli. Yoga yapmak sadece mat üzerinde fiziksel hareketler yapmakla bitmiyor, nefes, konsantrasyon, meditasyonun yanı sıra, her anlamda çevremize ve kendimize karşı şiddetten kaçınmak, doğru olmak, yalan söylememek, aşırıya kaçmamak, çalmamak, ihtiyacından fazlasına bağlanmamak gibi davranışları da kapsıyor.

Sence Yoga’yı diğer egzersiz metodlarından ayıran en büyük özelliği nedir?

Yoga bir egzersiz metodu değil ancak egzersizi de içinde barındırır ve kapsar. Yoga kendimizi bir bütün olarak keşfetme yolculuğu ve yaşam biçimi, bir felsefedir. Fiziksel çalışma, asana pratiği yoganın sadece bir parçası ve başlangıç noktası. Egzersiz metodları ise fiziksel boyutta yapılan çalışmalardır; kasları güçlendirmeyi, esnekliği ve genel sıhhati arttırmak maksadıyla geliştirilen fiziksel sağlık sistemleridir. 

Yeni yılda projelerin var mı? Neler bekliyor seni ve yeni yılda nerelerde göreceğiz? 

Yeni yılda iki tutkumu; seyahat ve yogayı birleştirdiğim, beni çok heyecanlandıran projelerim var! Yoga Zero ile birlikte ömür boyu unutulmayacak bir yolculuk hazırladık; 29 Mart – 4 Nisan tarihlerinde kendimizi yeniden keşfetmek için alışkın olduğumuz alandan ve ülkeden çok uzaklara, Bali’ye gidiyoruz! Geçtiğimiz sene gönüllü olarak çalıştığım Bali Spirit Fest de programda yer alıyor. Bir diğeri geçtiğimiz sene The Sailing Experience ile birlikte Göcek’te yelken yapma deneyimi, tekne yaşamı ve yogayı birleştirdiğimiz, çok ilgi gören Sail & Yoga etkinlikleri. Bahar tarihleri belli oldu ve kayıtları almaya başladık bile. Bunların yanı sıra benim düzenleyeceğim birkaç kamp daha olacak. Stüdyo, özel ve grup derslerim yoğun bir şekilde devam ediyor. Bolca paylaşım, bolca seyahat ve keşif.

Etkinlik ve kamp takvimimi www.orbaydaily.com’dan takip edebilirsiniz.

 

Okuyucularımıza önermek veya söylemek istediğin bir şey var mı?

Kendinizi ve dünyayı keşfetmekten hiçbir zaman vazgeçmemenizi öneririm. İstediğiniz herşey mümkün

Önerilen Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir