KİLO VERMEK Mİ İSTİYORSUNUZ. ERKEK GİBİ YİYİN!

Son yapılan araştırmalara göre; erkeklerin yeme alışkanlıklarının kilo vermeye destek verdiği ortaya çıktı. Peki bu durum bayanlar için rahatsız edici mi? Evet. Etkili mi? Kesinlikle!

Bayanların zayıflama maceraları hiç bitmez… Kulaktan kulağa duyulan, sağlıklı ya da sağlıksız işe yaradığı sanılan tüm popüler diyet listeleri denenir fakat ne yazık ki tartıdaki rakam genelde hep aynı kalır. Erkeklerde ise durum tam tersidir. Hayatlarında birkaç değişiklik yapmaya başladıkları an gözümüzün önünde giderek incelirler. 

White Fitness & Nutrition Studios’un sahibi Jim White’a göre, erkeklerin yemeğe olan yaklaşımı kilo vermelerine destek oluyor. İlk olarak, protein kaynağı kırmızı eti örnek alalım. Bir restorana gidildiğinde, erkekler genelde kırmızı et sipariş ederken bayanlar salata yemeyi tercih eder. Ünlülerin beslenme uzmanı ve yaşam koçları,The Nutrition Twins (Beslenme İkizleri) olarak tanınan, Lyssie Lakatos ve ikizi Tammy Lakatos Shames’ e göre; kadınlar sadece salata sipariş ederek, kilo vermeye yardımcı olan proteinden ve proteinin sağladığı birçok yararlı besin öğesinden kendilerini mahrum bırakıyorlar. Örneğin yağsız bir dilim bonfile, enerji üretimi ve sinirler için gerekli olan B12 vitamini açısından oldukça zengindir. Bu sayede, egzersizleri çok daha verimli ve rahat yapabilir, daha çok kalori yakabilirsiniz.

Tavsiyem: Sağlığınız el verdiği sürece, her ana ve ara öğününüzde protein almaya gayret edin. Bunun için yeşilliklerden de vazgeçmenize gerek yok. Sadece uygun ölçülerde ve sağlıklı olan proteinleri (yağsız kırmızı et, tavuk, hindi eti, yağlı balıklar, süt, yumurta akı, peynir) beslenmenize mutlaka dahil edin. Bitkilerde kayda değer oranda B12 vitaminine rastlanmaz dolayısıyla hiçbir hayvansal besini yemeyen veganlar, B12 vitamininden zengin olan besinlerden (kuruyemiş, fasülye, baklagil, tüm tahıllar ve soyalı ürünler) veya tabletlerden tüketebilir.

Erkeklerde rastladığımız bir diğer alışkanlık ise, bira! Her ne kadar bira göbeği kötü algılansa da emin olun ki margaritanın yaptığı göbekten daha küçüktür. Sebebi, kokteyller çok fazla şeker ve kalori içerir böylece vücut şekeri yağ olarak depolar. Japonların yaptığı son araştırmaya göre, biranın içinde bulunan flavonoidler vücuttaki doku bozukluğunu önleyerek kas kütlesini arttırıyor. Bu da daha çok kas, daha hızlı metabolizma demek!

Tavsiyem: Kokteyl yerine düşük kalorili bira içmeyi tercih edin.

Toronto Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, sürekli diyette olan kişilerin, diyet psikolojisinde olmayanlara göre daha kilolu oldukları ortaya çıkmış. The Nutrition Twins bu konuya şöyle açıklık getiriyor: ‘Kilo vermeye çalışırken kişinin kendisini yiyeceklerden sürekli mahrum bırakması, en kötü hareketlerden biridir. Yemekten keyif aldığınız, sevdiğiniz bir yiyeceğin yasaklanması sizi başarısızlığa iter çünkü beyin ne yemeniz gerektiğine değil, ne yememeniz gerektiğine odaklanır. Bunun sonucunda, diyeti bozduğunuz zaman aşırı yeme atakları yaşanır ve daha fazla kilo olarak size geri döner.’ Oysa ki beslenmesine dikkat eden erkekler, ‘diyet’ kavramından çok sağlıklı ve temiz beslenmeye odaklanır. ‘Diyet’ ve ‘Yasak’ mantalitesinden uzak kaldıkça da kilo vermeleri kalıcı ve sürekli olur.

Tavsiyem: Ara sıra kendinize kontrollü olmak şartıyla küçük porsiyonlarda sevdiğiniz yiyeceklerle ödüller verin. Asla “Battı balık yan gider” psikolojisine kapılmayın, onun yerine “Zararın neresinden dönülse kardır” düşüncesini benimseyin.

‘Düşük Kalorili’, ‘Light’ adı altında satılan yiyecekler, kadınlar için ne kadar cazip görünse de erkekler bu tarz yiyeceklere genelde tenezzül etmez. Tam yağlı peyniri ya da fırından çıkan taze kurabiyeleri tercih ederler. Peki neden? Gıda imalatçıları, besinlerden yağı kestikleri zaman kaybolan tadı yerine koyabilmek için şeker ve sodyum eklerler. Bu da tabi ki kilo vermenin aksine almaya neden olur. Light, az yağlı ürünler doygun hissetmemizi sağlayan yağ ve proteinden yoksun bırakıldığı için günün sonunda, bizi pek tatmin etmeyen ürünlerle hedeflediğimizden daha çok yediğimizi görürüz.

Tavsiyem: Sizi daha tok tutacak ve açlık krizlerinizi frenleyemeye yardımcı olacak işlenmemiş gıdaları tercih edin. DüşüK kalorili, yağsız olarak adlandırılan işlenmiş gıdalardan ise mümkün olduğunca uzak durun.

Fitness salonlarında erkeklerin sürekli su içtiğini görürüz. Aslında su içmek kadınlar için daha da önemlidir. The Journel of Nutrition’ın yayınladığı habere göre, kadınlar dehidratasyonun yani susuzluğun yarattığı etkilere karşı daha savunmasız ve zayıf kalıyor. Susuz kalmak, yorgun ve bitkin hissetmemizi sağlar. Peki sizce vücudumuz buna nasıl tepki verir? Tabi ki yüksek kalorili yiyecekler tüketerek enerjimizi yerine koymaya çalışarak…

Tavsiyem: Spor sırasında enerji harcarken her 15 dakikada 1-2 bardak su içmek oldukça faydalı. Hedef, antreman sırasında kilo vermek değildir. Aksi takdirde, tartıda eksik göreceğiniz 1-2 kilo sadece sudan gitmiş demektir.

Erkekler, çöp öğütücüsü gibi sürekli yer, yer, yer ama o yemekler nereye gider bilinmez. Fakat emin olun ki aşırıya kaçmadıkları sürece göbeklerine gitmez! Neden? Çünkü sık sık yiyerek metabolizmalarını memnun ediyorlar ve bu sayede deli gibi kalori yakıyorlar. Halbuki 4 saatten fazla bir süre kendimizi aç bıraktığmız zaman, vücudumuz kıtlık çekmeye başladığını düşünüyor ve metabolizmamızı yavaşlatarak gelen kalorileri depolamaya başlıyor. Daha da kötüsü, öğünler arası kan şekeri düşüklüğünü alışkanlık haline getirirsek vücudumuzun insüline karşı direnci artıyor ve bu durum maalesef obeziteye ve tip 2 diyabete zemin hazırlıyor.

Tavsiyem: Her iki veya dört saatte bir yemek yemeye gayret edin. Hafif aç olduğunuzda yemeye özen gösterin ve doyduğunuzu hissettiğiniz anda bırakın. Tekrar hatırlatıyorum, hafif öğünlerinizde bile az miktarda da olsa protein aldığınızdan emin olun.

Son olarak, kadınlar kalori saymakla o kadar meşgul ki, çoğu kez kalorilerin nereden geldiğini ve kalitesini unutuyorlar. Erkekler ise dengeli makrobesinler (protein-karbonhidrat-yağ) tüketmeye daha çok önem veriyorlar. Kalıcı ve sağlıklı zayıflayabilmek için yetişkinlerin normal bir beslenme programında, enerji gereksiniminin yaklaşık %20-30 yağsız proteinden, %40-50 kompleks karbonhidratlardan ve %20-30 sağlıklı yağlardan karşılanması gerekir.

Tavsiyem: Her gün kaç gram protein, karbonhidrat ve yağ tükettiğinizi saymaya gerek duymadan öğünlerinizin gerçekten kaliteli besinlerden oluşup oluşmadığına dikkat edin. 

Önerilen Makaleler