Gitmediğim diyetisyen, uygulamadığım diyet, yazılmadığım spor salonu kalmadı ancak yine de kilo veremiyorum, bir türlü olmuyor… Eğer bu cümleden bazı ifadeler size çok tanıdık geldiyse işte tam sizin için hazırlanmış bir yazı okuyorsunuz demektir.
Tamamen size özel bir diyet programı uyguluyor dahi olsanız, tamamen fiziksel ve biyolojik bazı nedenlerden dolayı kilo veremiyor ya da ufacık görünen ama kilo vermeyi ciddi anlamda engelleyen bazı hatalar yapıyor olabilirsiniz.
Peki, nedir bunlar?
D vitamini düzeyiniz düşük olabilir.
D vitamini seviyeleri ile obezite arasında bir bağ olduğu yıllar önce ispatlandı ve hala da bu konu üzerinde çalışmalar devam ediyor. Eğer D vitamini seviyelerinizde bir düşüklük mevcutsa kilo vermeniz zorlaşıyor. Kış aylarında kilo alma ve alınan kiloları daha zor verme durumunun da en basit sebeplerinden birisi, güneş ışığından faydalanma oranımız düştüğü için D vitamini seviyelerimiz de düşüyor.
Bu durumla baş etmede en büyük yardımcımız beslenme. D vitamini içeren besinleri tüketmek, güneşi gördüğümüz zamanlarda 15-20 dakika kadar direkt olarak güneş ışığı ile temas etmek ve kan değerlerimizi bir kontrol ettirmekte yarar var.
D vitamini içeriği yüksek besinler; yumurta, balık çeşitleri, soya sütü, süt ve süt ürünleri, mantar, karaciğer…
Kandaki magnezyum ya da demir seviyeniz düşük olabilir.
Eğer vücudumuzda magnezyum seviyeleri düşükse, buna bağlı olarak insülin ve glukoz seviyelerimiz de yükseliyor. Kanımızda yüksek değerlere ulaşan glukoz ise yağ olarak depolanarak bırakın kilo vermeyi baskılamayı kilo alımına dahi sebep olabiliyor.
Demir hormonların ve enzimlerin çalışmasında kullanılan bir mineral olduğu için, eksikliğinde metabolizma baskılanıyor ve kişi aynen magnezyum eksikliğinde olduğu gibi hem kilo vermede güçlük çekiyor hem de kilo almaya yatkın hale geliyor. Ancak demiri besinlerle almak yetmiyor. Vücutta demir emiliminin gerçekleşebilmesi için, demir içeren besinlerin C vitamininden zengin besinlerle (salatalar, biber, domates, portakal, limon gibi) tüketilmesi gerekiyor.
Magnezyum içeriği yüksek besinler; özellikle yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, taze fasulye vb. ), kabak çekirdeği, keten tohumu…
Demir içeriği yüksek besinler; kırmızı et, yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, taze fasulye vb. ), yulaf, ceviz, pekmez…
İnsülin seviyeniz yüksek olabilir.
Kandaki insülin seviyesinin normal değerlerinden yüksek görülmesi durumunda “insülin direnci” adı verilen hastalık görülür. Bu durumda pankreastan devamlı olarak kana insülin salınımı gerçekleşir. Ancak insülin yapması gereken görevi yerine getiremez ve kan şekeri de insülin değerine bağlı olarak yükselmeye devam eder. Kanda yükselen glukoz vücutta yağ olarak depo edilmeye başlarken, artan insülin değeri de açlık hissinin artmasına, devamlı yemek yeme isteği oluşmasına, obeziteye ve diyabete neden olarak kilo aldırır.
Doğru bir beslenme programı ile bu sorunun üstesinden gelinebilir ancak öncesinde kişinin kan tahlilleri yaptırarak insülin düzeyini ölçtürmesi gerekir.
Uyku ve yemek saatleriniz yanlış olabilir.
Az uyumak ya da çok uyumak… İki durum da kilo verme üzerinde olumsuz etkiye sahip. Az uyku uyuyan bireyler vücudun dinlenmesi gereken süreyi ayakta geçirdikleri ve enerjileri daha çabuk tükendiği için daha fazla yemek yeme ihtiyacı hissederken, gerekenden fazla uyuyan bireylerde ise metabolizma hızında düşüş gerçekleştiği için kilo almaya eğilimli ve kilo vermesi zor bedenler oluşuyor. Günde en az 6 en fazla 8 saat uyumak ise hem bedeni hem zihni dinç tutuyor, hem de kilo vermeyi destekliyor.
Metabolizmanın kendini dinlenmeye aldığı saatlerde (22:00’dan itibaren) besin tüketimi ise direkt olarak kilo alımı ve yağlanmada artış olarak karşımıza çıkıyor.
Kabızlık sorununuz olabilir.
Kilo verme önündeki en büyük engellerden birisi kabızlık… Yapılan diyetler ile verilen kilolar buharlaşıp kaybolmaz. Kişi yaktığı yağları bağırsakları aracılığıyla dışarı atar. Sağlıklı bağırsak sağlıklı insan anlamına gelir.
Eğer kronik bir kabızlık ile karşı karşıyaysanız şüphesiz kilo veremeyeceksiniz. Bu sorunu çözmek içinse lifli (posalı) gıda ve bol su tüketimi ile hareket şart.
Lif içeriği yüksek besinler; taze sebze ve taze meyveler, kuru meyveler, tahıllı ekmekler, keten tohumu…
Tiroid hormonlarınızda bir dengesizlik olabilir.
Metabolizma hızının direkt olarak tiroid hormonlarının çalışmasından etkilendiğini biliyoruz. Bu durumda tiroid hormonlarınız fazla çalışıyorsa kilo alamıyor, az çalışıyorsa kilo veremiyor olmanızın başlıca sebeplerinden. Bu nedenle bir diyetisyene gitmeden önce tiroid hormonlarınıza baktırmanız gerekir. Her iki durum için de sorun bilindiği takdirde kilo almanız gerekiyorsa size kilo aldıracak bir diyet programı, kilo vermeniz gerekiyorsa size kilo verdirecek bir diyet programı tiroid hormonlarınızın seviyeleri ışığında düzenlenebilir.
Sağlıklı yağ tüketiminiz yetersiz olabilir.
Doğru yağ tüketimi kilo vermeyi destekler! Sağlıksız yağlar nasıl ki kilo alımına sebep oluyorsa, sağlıklı yağlar da vücutta yağ yıkımını ve kilo kaybını destekler.
Sağlıklı yağlar; zeytinyağı, fındık yağı, ceviz, badem, fındık, avokado, çörek otu, keten tohumu, balık yağı…
Yediğiniz gıdaların bazılarına intoleransınız olabilir.
Her besin her vücutta aynı etkiye neden olmaz. Sizin sağlığınızı destekleyen bir besin bir başka kişide intolerans oluşturuyorsa karın ağrısı gibi şikâyetlerle başlayıp hastaneye yatışla sonlanan etkilere neden olabilir. Bu nedenle diyet programına başlamadan önce herhangi bir besine alerjiniz ya da intoleransınız olup olmadığını kontrol ettirmelisiniz.
Fazla ya da yanlış tuz tüketimi uyguluyor olabilirsiniz.
Yetişkin bir bireyin günde tüketmesi gereken tuz miktarı 3 gramdır. Yani bir asprin kadar… Daha fazla tuz tüketimi; vücutta su tutulmasına yani ödeme neden olarak hem tartıdaki rakamı arttırır hem de sindirim sistemi organlarının çalışmasını baskılayarak kilo verme önünde engel oluşturur.
Yemeklere piştikten sonra eklenen tuz, pişerken eklenen tuza oranla daha fazla ödeme neden olur. Bu nedenle tüketilmesi gereken miktardaki tuz yemek daha ocakta pişerken eklenmeli ve yemek esnasında tuz ekleme, sofraya tuzluk koyma alışkanlıklarının önüne geçmek gerekir.
Su tüketiminiz yetersiz olabilir.
Vücutta bütün metabolik olaylarda kullanılan su, yeterli miktarda tüketilmiyorsa akut hastalıklardan kronik hastalıklara kadar birçok olumsuz etkiyi beraberinde getirir. Aynı zamanda, yağ yakımı esnasında vücutta yeterli miktarda su bulunmuyor olması, yakımı baskılayacak ve kilo vermeyi güçleştirecektir.
Özellikle sıcak yaz günlerinde yetişkinler için günlük 3 litre su tüketimi (yaklaşık 12-15 bardak) fiziksel ve zihinsel faaliyetler için ideal miktardır.
Paketli gıdaları fazla tüketiyor olabilirsiniz.
Paketli gıdalar; katkı maddesi bol, şeker ve yağ içeriği yüksek besinlerdir. Bırakın kilo vermeyi baskılamayı direkt olarak kilo alımının sebepleridir. Dolaplarımızdan bu besinleri mümkün olduğunca uzak tutmak hem sağlığımızı destekleyecek hem de kilo verme sürecine katkıda bulunacaktır.