Kahve: İyi mi kötü mü? Sonunda merak ettiğiniz sorunun cevabı!
Sabah erken kalktınız ve iş, okul, veya gideceğiniz başka bir yer için hazırlanmaya başlıyorsunuz. Günün karışıklığı başlamadan önce zevkle gerçekleştirdiğiniz bir ritüeliniz var: sıcak, yoğun kokulu, leziz bir kahve içmek. Hatta benim gibiyseniz bu kahve keyfini sadece iş veya okul öncesi değil, iş yaparken ya da dersteyken bile sürmeye devam ediyorsunuz. Size enerji veriyor, yaptığınız her işi daha zevkli kılıyor, iştahınızı kontrol altında tutuyor. Peki kahvenin sağlığınız üzerinde nasıl bir etkisi var? Neredeyse her gün aşağı yukarı 2 fincan kahve içen birisi olarak bu sorunun cevabını az merak etmemişimdir. Yaptığım araştırmalar sonucu cevabın aslında basit olduğunu buldum: eğer kahveniz şekersiz, sütsüz ve filtreliyse, sağlığınız için kesinlikle çok iyi! Sütsüz ve şekersiz olması gerektiği eminim sizi çok şaşırtmıyordur, ama peki filtreli olması gerekmesi neden? Ve kahvenin yararları nereden geliyor?
Filtre, kahveyi içindeki zararlı maddelerden temizliyor
Kahve çekirdeklerinin içinde ‘diterpenler’ adı verilen zararlı ve kolesterolümüzü yükselten cafestol ve kahweol maddeleri bulunuyor (1). Bu maddelerden kurtulduğumuz zaman ise kahvenin bizim için birçok yararı olduğu ortaya çıkıyor, ki birazdan bunlara geleceğiz. Bu maddeleri saf dışı bırakmanın en iyi ve kolay yolu ise kağıt filtre kullanmak gibi duruyor (2). Bunu duymak pek hoşunuza gitmeyebilir, ama maalesef filtresiz kahveler, yani Türk kahvesi, Yunan kahvesi, French Press, veya moka potta yapılan kahvelerden içmek kolesterolümüzü yükseltiyor, espresso ve mocha kahveleri ise kolesterolümüzü orta derecede kötü etkiliyor. Öte yandan güzel haber, filtre ve öğütülmüş kahvelerin kolesterolümüz üzerinde hiçbir kötü etkisi olmaması ve tersine bu kahvelerin sağlığımızı iyi etkilemesi (3). Bu demek olmuyor ki Türk kahvesinden tamamen vazgeçmeniz lazım, bu herhangi bir Türk için çok zor bir mücadele olurdu. Sadece her gün içmemeye çalışın, içtiğiniz miktarı biraz azaltın ve filtre kahve denemeye başlayın. Ben kendi evimde kahve yaparken Chemex’in ahşap tutacaklı kahve sürahisinin üzerine kağıt filtre koyup, üstüne öğütülmüş kahve çekirdeklerini koyup, onların üzerinden de sıcak su geçiriyorum ve sürahinin dibinde biriken kahvenin tadı muazzam oluyor. Hatta kolay bir şekilde ve pahalı bir kahve makinası almanıza gerek kalmadan filtre kahveyi nasıl yapabileceğinizi merak ediyorsanız bu videoyu kesinlikle tavsiye ederim:
Filtreli, sütsüz ve şekersiz kahvenin yararları
İşte kahvenin içinde bulunan muhteşem vitamin ve mineraller: B1, B2, B3, B5 vitaminleri, folat, manganez, potasyum, magnezyum ve fosfor (4). Üstüne üstlük, kahvenin meyve, sebze ve şaraptan oldukça daha fazla antioksidana sahip olduğu biliniyor (5). Kahvenin en meşhur maddesi kafeinin ise yorgunluğumuzu azaltıp bizi daha enerjik yaptığı, kısa süreli beynimizin daha iyi çalışmasını sağladığı (6), metabolizmamızı hızlandırdığı ve egzersiz performansımızı ortalama %11-12 kadar artırdığı gözlemlenmiştir (7). Bunun ötesinde kahve tüketmenin Alzheimer’s, Parkinson’s, tip 2 diyabet, karaciğer hastalıkları, intihar ve depresyona karşı ciddi bir oranda koruduğu görülmüştür (8, 9, 10, 11, 12). Fakat unutmamak gerekir ki içindeki etken madde kafein yüzünden kahve kısa sürede bağımlılık yapabiliyor ve bir süre sonra başlarda gösterdiği iyi etkileri o kadar güçlü göstermeyebiliyor (13). UCLA’de çok sevdiğim biyoloji profesörüm Jay Phelan’ın bana bir keresinde anlattığına göre, kahvenin bağımlılık yapıcı özelliğinden kendinizi koruyabilmek ve kahve keyfini sürmeye devam edebilmek için izleyebileceğiniz basit bir yöntem var: her ay 8-10 gün boyunca kafein detoksu yapın, yani o 8-10 gün boyunca hiç kahve tüketmeyin. Kafeine alışkın olduğunuz için tüketmediğiniz ilk gün biraz baş ağrınız olabilir, ama bu çok kısa sürede geçer ve kafein tüketmediğiniz o günler içerisinde vücudunuz ve metabolizmanız normale döner ve tekrar kahve tüketmeye başladığınızda kahvenin bütün yararlı etkilerini son hız tekrar yaşamaya başlarsınız. Bana bu yöntemi öğrettiğinden beri her ay uyguluyorum ve kahvenin fizyolojimi kontrol etmesine izin vermeden keyfini sürüyorum. Siz de artık umarım bu bilgilerle daha sağlıklı ve yeni bir kahve serüvenine başlarsınız! Keyfini çıkarın.