Selda Kılıç Gece boyu süren açlıktan çıkan vücudumuzun, düşen kan şekerini toparladığı ve gün içinde ihtiyacımız olan enerjinin ilk basamağını oluşturduğu için beslenmemizde en önemli öğün kahvaltıdır. Güne 4 besin grubunu da içeren, dengeli bir tabaktan oluşan kahvaltıyla başlamak beden ve ruh doygunluğunun yanında enerjisi yüksek, verimli bir gün geçirmenin kapılarını aralar.
Günlük yaşamın içinde en çok atladığımız öğün ne yazık ki kahvaltıdır. Bazılarımız işe bazılarımız okula yetişmeye çalışırken, bazılarımız da uyumayı kahvaltı yapmaya tercih ederek geçiştirme yoluna gidiyoruz. Kahvaltıyı atlamak için herkesin bir bahanesi var. Spesifik bir grup öğrenci üzerinde yapılan araştırma, en önemli olduğu düşünülen ama en çok atlanılan öğünün kahvaltı olduğu sonucunu veriyor. Oysa bu mucize öğünü atlayarak vücudumuza haksızlık ediyoruz. Düzenli ve dengeli besin alımının beden işleyişi ve organların korunmasında önemli bir faktör olduğunu ve bizim bu bedene çok ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız.
Kahvaltı yapılmadığı zaman kişilerin gün boyu doygunluğu sağlayamadığıyla ilgili çeşitli tespitler yapılmıştır. Bu durumu hepimiz mutlaka yaşamışızdır; genellikle kan şekerimizi toparlayamadığımız için yeme hissimizi bir türlü bastıramayız. Böyle bir durumda da ihtiyacımız olandan çok daha fazla bir enerjiyi kendimize yük etmeye başlarız. Kilo vermeye çalışan insanlarda kahvaltı etmenin kilo vermeye yardımcı olduğu, atlayan insanlarda ise kilo kaybının zorlaştığı bilinmektedir. Çünkü kahvaltı yapmak, akşamdan sabaha kadar geçen uzun saatler sonunda yavaşlamış metabolizmamıza hareket kazandırır.
Sık karşılaştığımız “Dün akşam çok yedim, bugün kahvaltı yapmasam iyi olur.” düşüncesiyle öğün atlayan bir grup vardır ki; bu düşüncenin yanlışlığını fark edip kısa sürede hayatlarından çıkarmaları iyi olur. Böyle bir durumda yeni bir güne başladığımızı unutarak yine açlık kan şekerimizi devreye sokarız. Önceki günün acısını bugünden çıkarmaya çalışsak da olmaz ve düşmüş kan şekerimizin etkisiyle yeme arzumuza ilerleyen saatlerde yenik düşeriz. Sonuç olarak yine vücudumuzun dengesini bozarız. Kendimize iyilik yapmaya çalışırken daha sıkıntılı bir sürece gireriz. Yapılan çalışmalar kahvaltı atlandığında, yine kan şekerimizin düşmesine bağlı olarak, çocuk veya yetişkin fark etmeksizin dikkat eksikliği, verimlilikte düşme, bulantı, baş ağrısı, karın ağrısı, halsizlik şikayetleri olduğunu gösteriyor.
Kahvaltı yapmamanın bu kadar olumsuz etkisi yanında kahvaltı yapan insanlarda iş verimliliğinin ve algının, başarı düzeyinin, öğrenme durumunun , fiziksel ve mental performansın artması araştırma sonuçlarında ortaya konulmuştur. Güne zinde, algılarımız açık başlamak ve bunun hayatımıza kattığı başarı elbette ruh sağlığımıza da iyi gelmektedir. Bu yüzden Cemal Süreya’nın da dediği gibi ;
‘Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’
Stj. Dyt. Selda KILIÇ
KAYNAKLAR;
1) Kilonuzu kahvaltıyla koruyun, Uzm. Dyt. Dilara KOÇAK
2) http://www.yyu.edu.tr/abis/admin/dosya/1299/dosyalar/1299_16122014232608_68803.pdf
3) Elmalı’da Kişilik Oluşumu ve Nefsin Terbiyesi,Editör: Prof. Dr. Ahmet ÖGKE
4) http://www.obi.bilkent.edu.tr/formlar/saglikbirimi/kahvalti.pdf
5) http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_10817.htm
6) Kahvaltının yararları, Uzm. Dyt. Selahattin DÖNMEZ