İlişkilerde “Beni Anlamıyor” Sorunsalı!

Hayatın her alanında olduğu gibi ilişkilerin de yapıtaşı iletişimdir. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinde iletişim doğru şekilde kurulmazsa o ilişkinin uzun ömürlü olması neredeyse imkansızdır. Doğru iletişim için ise gerekli olan tek şey esasen iki kişidir. İletişim kelimesinin sözlük anlamının “kişilerin birbirini anlaması” olduğu düşünülerse burada söz edilen iletişim biçiminin tamamen iki kişinin karşılıklı olarak birbirini anlaması yargısına varılabilir. Peki birbirini anlamak ne demektir?
Özel ilişkilerinde karşı tarafın kendisini anlamadığından yakınan kişi, aslında ne demek istiyor olabilir? 
Kadın-erkek ilişkilerinin altın kuralının ne olduğu bana sorulduğunda, kesinlikle beklentiyi azaltmak olduğunu söyleyebilirim. Yani karşınızdaki insanı olduğu gibi kabul edip, onu artılarıyla ve eksileriyle benimsemelisiniz. Eğer ki beklentiniz karşılanmadığı zamanlarda kendinizi inanılmaz mutsuz hissediyor ve beklentinizi azaltamayacağınızı düşünüyorsanız kendinize yeni bir eş bulmalısınız demektir. Kısaca demek istediğim ise; kimseyi değiştirmek için çaba sarf etmemeniz gerektiğidir.
Çaba sarf etmek sizin için sadece zaman kaybı olacaktır, karşınızdaki insan hiçbir zaman sizin ince işçilikle yontmaya çalıştığınız heykel olmayacaktır. Size tavsiyem kendi heykelinizi yapmak yerine hayallerinizdeki heykeli aramanızdır. Maalesef ki kişiler beklentileri karşılanmadığı anlarda karşılarındaki kişinin onları anlamadığını düşünebilirler. Peki siz karşınızdaki insanı ne kadar anlıyor olabilirsiniz? Bu, ilişkilerinde sorun yaşayan kişilerin kendilerine sormaları gereken en önemli sorulardan biri olabilir. Acaba her şeyi eşinizden veya sevgilinizden bekliyor olabilir misiniz? Bir kişinin sizi anlamadığı tezini ortaya atmadan önce siz o kişinin söylediklerinden ve davranışlarından ne anladığınızı düşünebilirsiniz. Belki de duruma bir de bu açıdan bakmak ilişkinizdeki dengeleri yerine koymanıza yardımcı olabilir.
İkili ilişkilerde önemli olan bir diğer kıstas ise çiftlerin birbirlerine karşı açık olmalarıdır. Yaşanan her bir sorun, kafalarda oluşan her bir soru işareti detaylı bir şekilde konuşularak tartışılmalıdır. Burada tartışmadan kastım kesinlikle bağrışma içeren şiddetli kavgalar değil, adeta bir münazara tadındaki tartışmadır. Maalesef ki kişilerin bireysel olarak kendilerini geliştirmeye çalıştıkları bu dönem de bile ilişkilerde yaşanan birçok sıkıntının nedeni çiftlerin karşılıklı olarak o sıkıntı hakkında konuşmamalarıdır. Sizin kendinizi açıkça ifade etmediğiniz bir ilişkide karşı taraf sizi nasıl ve ne kadar anlayabilir?
Maalesef ki anlayamaz… Siz de “Beni anlamıyor!” diye isyan ettiğinizle kalır, ne ilişkinizde ne de kendi iç dünyanızda bir arpa boyu yol alamazsınız. Kadın-erkek ilişkilerinde veya herhangi bir ikili ilişkinizde önceliğiniz her zaman karşınızdaki kişiye kendinizi net bir şekilde ifade etmeniz olmalıdır. Siz vermek istediğiniz mesajı karşı tarafa direkt bir yolla iletirseniz anlaşmazlığı büyük bir ölçüde azaltabilirsiniz.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, birbirini anlamanın en kolay yolu karşınızdaki kişiyle doğru iletişim frekansına geçebilmektir. Ancak bu durumun sağlanabilmesi için tüm taşları karşıdaki kişinin yerine koymasını beklemenin size hiçbir faydası olmayacaktır. Adı üstünde ikili ilişkiler iki kişinin varlığı ile yürütülebildiğine göre bu ilişki içerisindeki iletişimin doğru şekilde kurulabilmesi için iki kişinin de aynı oranda çaba göstermesi gerekmektedir. Siz de bundan sonra “karşımdaki beni anlamıyor” diye düşünmektense “karşımdakine ben ne anlatabildim” diye düşünebilirsiniz. Emin olun, çift taraflı düşünmenin yaşamınızın her aşamasında artısını göreceksiniz. Kendi düşünce tarzını değiştirebilen bir insanın da bu hayatta yapamayacağı şey yoktur denebilir.