Son birkaç yılda mı arttı bu zayıflama sorunsalı yoksa hep vardı da, şimdi daha mı bir ayyuka çıktı bilemiyorum. Ama şimdi bakıyorum herkes kilo verme derdinde. Zayıf, incecik kızlar bile vücutlarındaki yağ oranını nasıl düşürebileceklerini konuşuyorlar kendi aralarında.
Evet ince olmak tercih edilebilir bir durumdur. Fazla kilonun getireceği risklerden uzak durulmuş olur ince olarak. Ancak herkes incecik olmak zorunda değildir. Olamaz da… Herkesin vücut yapısı kendisine özeldir. Genlerle geçen bir vücut yapısı vardır herkesin. Kilo verse de balık eti görünümünden sıyrılamayan vardır.
İdeal olan bir çok yöntem var aslında vücudunuzun ince olup olmadığını anlamak için. Yağ kas oranı ya da vücut kitle endeksi bu kriterlerin en bilinenleri. Ancak bu oranarı da mutlaka bir profesyonele yorumlatmakta fayda vardır. Bir eczanede rahatlıkla ölçtürebileceğiniz yağ / kas oranınızı ayaküstü kendi kendinize yorumlamanız büyük tehliklere de yol açabilir. ¨O neden?¨ diye sorabilirsiniz. Cevabım basit. Bu zayıflama işine kafayı fazlasıyla yoranlar bilir, vücut yapınıza göre normal bir aralık vardır yağ kas oranı için. Bu aralığın en alt sınırında olmak makbulmüş gibi alt sınıra inmeye çalışılır. Ama vücutta yağa da ihtiyaç duyulduğu gözardı edilir.
Bakın vücuttaki yağ dokusunun ne faydaları var;
- Vücut sıcaklığını ayarlar.
- Vücudu darbelere karşı korur.
- Kemik dokusunu korur.
- Bazı hormonların sentezini sağlar.
Bunlar diğer birçok faydasının içinde ilk olarak akla gelenler. Vücutta yağ dokusu sıfırlandığında hormonal bozukluklar, kemik erimesi, halsizlik ve kısırlık gibi problemler görülmeye başlanıyor. Dolayısıyla yağ oranını sıfırlamak yerine formda ve fit kalmayı hedeflemek, bunun için de hep söylediğim sağlıklı ve sürdürülebilir alışkanlıklar edinmek daha doğru olur. Mesela;
- Hergün yürüyüş yapmak. Süreyi yaşınıza ve sağlık durumunuza göre doktorunuzla birlikte belirlemelisiniz.
- Alkolü en aza indirgemek.
- Karbonhidrat içeren besinleri tüketirken dikkat etmek.
- Gıdalar konusunda bilinçlenmek. Neyi yerseniz vücudunuzun nasıl tepki verdiğini öğrenmek.
- Yoğurt mucizesini yaşamak için bir maniniz yoksa her öğüne yoğurt eklemek.
- Meyve tüketiminizi sınırlamak.
- Yılda en az bir kez (veya gerektikçe) bir diyetisyene gitmek. Yaş ilerledikçe beslenme ihtiyacımız değişir. Bunu bir profesyonelin takip etmesi ve doğru şekilde yönlendirmesi ile kilo kontrolü daha rahat olur. Geçen sene yediğiniz miktarlar bu sene size fazla gelebilir ya da tersi.
- Çok fazla yağ içeren besin tüketimini azaltmak, mümkünse en aza indirmek.
- Kafayı zayıflama işine çok da fazla takmamak.
Bu tür alışkanlıkları hayatınızın %90’ına uygulayabilirseniz de hayat boyu fit ve formda kalmanız kaçınılmaz olacaktır.