FIT KALMAK VE ZAYIFLAMAK CEPTE

Hepimizin derdi zayıf olmak oldu bir ara. Sanki zayıf olmak, sağlıklı olmak ya da kuvvetli olmak demekmiş gibi. Öyle olmadığını kısa zamanda anladık ve şimdi hepimizin derdi artık zayıf olmak değil fit olmak, fit kalmak oldu. Kıvamında, kaslı bir vücuda sahip olmak nerdeyse tanıştığım herkesin hayali.

Ve herkesin aklındaki temel soru nasıl fit kalacağı.

  • Bu işin reçetesi ne?
  • Ne yiyeceğim?
  • Hangi sporu yapacağım?
  • O alet lazım mı?
  • İlla aletli pilates mi yapmalıyım?
  • Kaç dakika koşarsam kaç kalori yakarım?
  • Bisiklete binersem bacaklarım incelir mi?
  • Koşarsam bacaklarım kalınlaşır mı?
  • Kaç seansta bu kız gibi olabilirim?

Bu soruların ve verilecek cevapların bir sonu yok. En doğru cevap da yok aslında.

Beş kişi aynı mesafeyi koşsak hepimiz farklı miktarlarda kalori yakarız. Hepimiz aynı yemeği yesek hepimizin midesi, bağırsakları, hormonları farklı tepkiler verecektir.

Mucize reçete yok.

İhtiyacımız olan tek şey aslında başta kendini sevmek ve motivasyonu kaybetmeden hep aktif yaşamak. 

Aktif yaşam motivasyonunu hiç kaybetmemek gerek.

fit kalmak cepte - ece memecan

Ne demek aktif yaşamak?

Asansör yerine merdiven kullanmaktan bahsetmiyorum. Evet o da lazım ama anlatmak istediğim başka bir şey.

Aktif yaşamak demek hayatı ciddiye almak demek, kendine değer vermek, özen göstermek demek. Sindire sindire yaşamak demek. Nefes aldığımız her dakikanın hakkını vermek demek.

O halde; kendine özen gösteren insan ne yapar, ona bakalım. Temelde beş noktayı asla ihmal etmez.

  1. Bedenine değer verir. Bacakları daha ince görünsün diye değil, daha sağlıklı olmak için yürür. Bu yürüyüşlerin doğal sonucu olarak zayıflar, fit kalır.
  2. Midesine değer verir. Midesine bir çöplük gibi davranmaz. Canının her istediğini değil vücudunun ihtiyacı olanı yer. Vücudunun neye ihtiyacı olduğunu bilir ve ona göre önceden hazırlık yapar. Mesela akşam saat kaç olursa olsun, ertesi gün için ara öğünlerini hazır eder. Böylece acıktığında elinin altında çöp değil, kaliteli enerji bulundurmuş olur.
  3. Besinleri tanır. Ne yediğini, nelerden ne kadar yemesi gerektiğini, günün hangi saatinde ne yemesi gerektiğini hep bilir. Hesabını kitabını yapar ona göre beslenir.
  4. Pozitiftir. Kendisiyle barışıktır. Genetik mirasının farkındadır. Genetiğine aykırı istekler peşinde koşmak yerine; olabileceğinin en iyisi olmaya çalışır.    
  5. Ezbere hareket etmez; mutlaka bir bileni dinler. Diyeti diyetisyenin yazacağını bilir. Pilatesi televizyon karşısında değil yüzyüze gelebileceği bir hoca ile yapar. Tenisi tenis bilenden, koşuyu koşu bilenden dinler; öğrenir.

Evet tüm bunları yapabilmek için de aktif olmak; araştırmak, hep öğrenmek gerekir. Tembellik yapmamak gerekir.

Zaten bunların sonunda zayıflamak; fit kalmak da cepte!

Araştırıp öğrendikçe insan kendisi için en doğru egzersiz biçimini, beslenme şeklini ve besin içeriklerini tanır, öğrenir. Ve böylece o en başta sorduğu yanlış soruları sormaktan vazgeçer. Olaya başka bir pencereden bakar. Daha büyük resmi görür. Detaylara takılmaz.

Kendi reçetesini kendi yazar ve olabileceğinin en iyisini elde eder, hayat boyu da korur.

Önerilen Makaleler