DAHA HIZLI, DAHA GÜÇLÜ: ECE VAHAPOĞLU

Enerjisiyle ve hayat görüşüyle bir çok kişiye ilham kaynağı olan sunucu, yazar ve wellness eğitmeni Ece Vahapoğlu, sportif yaşama adım atmak isteyenlere hem motive kaynağı oluyor hemde liderlik ediyor. “Bir şeyi gerçekten istedikten sonra ona zaman bulursunuz. Hayatınızı siz şekillendirirsiniz.  Zaten bir rüyanın ve oyunun içinde yaşıyoruz. Biçilmiş rollerimizi sürdürürken kalbimiz ve zihnimizden geçenleri yaşamımıza yansıtmak bizim elimizde.”  diyerek kendisine özenen ve spor yapmak isteyip zaman bulamayan herkesin bahane üretmeden hayatlarına yön vermeleri gerektiğini belirtiyor; Sevgili Ece Vahapoğlu.

  • Haftada kaç gün hangi sporları yapıyorsunuz?

Çeşitlendirerek haftanın 6 günü spor yaparım. Salonda fitness veya yoga yapmıyorsam açık havada koşuya çıkarım. Hafta sonları ormanda koşarım. Antigravity gibi yerçekimsiz spor buluşları da ilgimi çekiyor. Kendi vücut ağırlımla yaptığım sporu daha sağlıklı buluyor ve seviyorum. Çok spor yaptığım düşünülse de sporu dengeli yapıyorum. Özetle, koşu, fitness ve yoga favorilerim.

  • Koşmaya ne zaman başladınız? Nasıl bir antrenman programı uyguluyorsunuz?

Koşmaya 35 yaşında başladım ama düzenli spor yaptığım ve sağlıklı beslendiğim için metabolizma yaşım 28. Yoga ve transformal nefes yaptığım için koşuda gerekli olan nefes alıp vermeyi doğru uyguluyorum sanırım. Geçen sene ilk koştuğum Vodafone Haliç Yarı Maratonu’nda 10 km’yi 51 dakikada bitirip Kadınlar’da 4. ve yaş kategorimde 1. oldum. Sevinçten ve şaşkınlıktan ağlamıştım. İlk yarışın başarısıyla motive olup teknik antrenmanlara başladım. Haftada iki kez sabah 5’de, zifiri karanlıkta uyanıp, saat 6-7 arası Bebek’ten İstinye’ye gidip gelerek sahilde 10 km koşuyorum.   Hafta sonları Belgrad Ormanı’nda koşuyorum. Yurt içi ve yurt dışında yarışlara katılıyorum. İlk yarı maratonumu Adana’da koştum. Daha geçen sene “10 km nasıl çıkar” derken şimdi 21 km’yi rahat koşmak heyecan verici. Meğerse koşmaya yeteneğim varmış.

  • Aktif bir spor hayatı ve yoğun bir iş hayatını birlikte devam ettirmek zor olmuyor mu?

Bir şeyi gerçekten istedikten sonra ona zaman bulursunuz. Hayatınızı siz şekillendirirsiniz. Zaten bir rüyanın ve oyunun içinde yaşıyoruz. Biçilmiş rollerimizi sürdürürken kalbimiz ve zihnimizden geçenleri yaşamımıza yansıtmak bizim elimizde. Hem çalışmayı seviyor hem de sağlıklı olmak istiyorsanız tabii ki bunu gerçekleştirebilirsiniz. Mesela, daha erken yatıp daha erken kalkar, sabah spor yaparak güne başlayabilirsiniz. Yanınızda sürekli su şişesi taşıyıp gün boyu bol su içebilirsiniz. Yemek tercihlerinizi bilinçli yapabilirsiniz. İstedikten sonra her şey mümkün. Spora asla bahane yok.

  • Günlük beslenme planınızı anlatır mısınız? Bir gün boyunca neler tüketmeyi tercih ediyorsunuz nasıl besleniyorsunuz?

İyi ama sağlıklı beslenirim; kendimi kısıtlayıcı diyetler yapmam. Az ve sık yemeğe, aç kalmamaya özen gösteriyorum. İyi bir kahvaltı ve nispeten orta diye nitelendirebileceğimiz öğle yemeği ve hafif bir akşam yemeği. Spor yaptığım için az yeme gibi bir lüksüm zaten yok. Enerjiye ihtiyacım var ve iştahım hatta bazen gayet iyi. Gün içinde 3 ana öğün ve 2 ara öğün yiyorum. Kahvaltıda bazı günler pek çok besini karıştırdığım soya veya badem sütlü karışık müsli tüketiyorum. Meyve yerim. Yumurta severim; yumurtayı doyurucu ve besleyici bulurum. Öğle yemeğinde karbonhidrat ve protein yerim. Dışarıda yemekteysem önden sebze veya salata başlangıç üzerine ızgara tavuk/et/balık yerim. Akşam yemeklerinde karbonhidrat ve meyve tüketmem. Yemeklerle ekmek yemem. Bol su içerim. Pazar kahvaltılarımda bal kaymak sürdüğüm tahıllı ekmek benim kaçamağım. Alkol, sigara, gazlı içecek, kızartma kullanmam. Bol su ve bitki çayı içerim. Gündüz saatlerinde meyve yerim. Somon balığı, kinoa salatası, ızgara sebze, mercimek çorbası, bulgur pilavı ve tüm meyveleri severim. Evde yemek yaptığım zaman kinoa haşlayıp domates salatalık ve baharat eklerim. Izgara tavuk veya somon balığı hazırlarım. Yoğurdun içine meyveler kesip yulaf eklerim.

  • Yaz yaklaşıyor okurlarımıza form ve bakımla ilgili neler önerirsiniz?

Türk kadını geleneksel olarak kalçalı bir yapıya sahip. Kilo alındığında kalça, üst bacak ve göbekten alınıyor. Selülit şikayeti olanlar da genelde kalça ve karın bölgesini düzeltmeye çalışıyor. Yağ dokusundaki dolaşım bozukluğunun giderilmesi için düzenli spor, sağlıklı beslenme ve bol su içmek gerekiyor. Problemli bölgelere masaj iyi geliyor. Kan dolaşımını artırmak gerekli. Bir de ciltlerimize genelde iyi bakmadığımızı görüyorum. Batılı ve Uzakdoğulu kadınlar bizden daha az makyaj yapıyor ve ciltleri daha pürüzsüz. Makyajı yeterince iyi temizlemiyoruz sanırım. Cildi iyi temizleyin. Yatmadan önce gece ve göz kreminizi sürün. Duanızı edin. Boş bir zihinle uykuya dalmak çok önemli.

Önerilen Makaleler